56 Leonard Street, dünyaca ünlü ofis Herzog & De Meuron imzalı bir gökdelen yapısı. Yapı, adından da anlaşılabaileceği gibi New York’ta Leonard isimli caddenin üzerinde bulunuyor. Konut yapısı olarak tasarlanan 56 Leonard Street, 2016 yılında tamamlanmış, şimdi ise New York gökyüzünde en dikkat çeken yapılardan bir tanesi.
56 Leonard Street, bireysel ev yığınlarıyla oluşturulmuş. Her bir ev özgün, yığındaki diğer evlerden farklı şekilde kurgulanmış. Dairelerdeki bu farklı karakter de taşıyıcı oyunlarıyla sağlanmış çoğunlukla. Döşemelerin kaydırılması, değiştirilmesi farklı öşelerin oluşmasına yol açarken hem farklı konsollar hem da farklı balkonlar oluşturmuş. Böylece her bir apartmandaki durum birbirine benzemeyen bir hal almış. Bu yığının en alt, cadde seviyesi de, en üstteki dalgalanan formdan farklı olarak, aşağıdaki ölçeğe saygın duymak amacıyla, sakin bırakılmış. Bu iki kısmı bağlayan orta kısım ise, en üstten daha kontrollü fakat en alttan daha hareketli bir şekilde kurgulanmış. Ekip buranın bir kolonun gövdesi gibi tasarlandığını belirtiyor.
New York hatta dünyadaki gökdelenlerin giderek aynılaşmaya başlayan karakterine karşı çıkan proje, bu karakteri sağlamak amacıyla bir odadan başlanıp, bunlardan yapıyı meydana getiren parçalar oluşturup, kat kat birleştirilerek tasarlanmış, yani aslında ‘tersten’ tasarlanmış 56 Leonard Street. Bireysel konutlar olan bu parçalar, kulenin hacmini ve formunu oluşturmak üzere birbirine eklenmiş. Ekip bu parçalara yapının ‘piksel’leri olarak adlandırıyor.
Herzog & De Meuron’un bu ilginç ‘piksel’ yaklaşımı aynı zamanda yapıda oldukça fazla teras ve balkonun oluşmasını da sağlıyor. Binada yaşayacak olanlar arası görsel bir iletişimin sağlanması amaçlanmış çok sayıda balkon ve teras oluşturarak. Sonuç olarak ortaya dikey bir mahelle çıkartmış ekip.
56 Leonard Street’in en dikkat çeken yanlarından biri, diğer tüm gökdelenler gibi, en üst kısmı. Bu alan aslında büyük bahçelere ve yaşam alanlarına sahip on tane çatı katı dairenin (penthouse) bu kısımda kurgulanması ile oluşmuş. İç düzenlemeleri ve manzara sebebiyle değişen kütleleri, cephenin en üstte büyük blokların oluşmasını sağlamış. Bu da oldukça heykeli bir ifadede olan en üst kısmın oluşmasını.
56 Leonard Street’in cadde seviyesinde ise daha önce bahsettiğimiz gibi yapının bulunduğu Tribeca’nın karakterine uygun bir form görüyoruz. En alt kısım, bölgenin küçük şehir evlerinden büyük endüstriyel bloklara ve New York’un her yerinde görebileceğiniz yüksek binalara doğru giden yapısına bir cevap niteliğinde. Büyüklükleri programlarına göre değişen lobi, otopark ve havuz, spor salonu vb. ‘piksel’leriyle kurgulanmış bu kısım bu farklı mahalle ölçeklerine referans veriyor.
Yapının genel görüntüsü çok basit konstrüksiyon methodlarıyla sağlanmış: farklı beton döşemelerin hareketli yerleştirilmesi ve olabildiğince konsol oluşturulmasıyla. Dıştan gözlemlenebilen beton döşemelerle bu kat kat yığın oluşturma süreci gözler önüne seriliyor. Çıplak bırakılan beton kolonlar da içeriden taşıyıcı sistemin gergin, etkileyici kurgulanışını gözlemlenebilir kılmış.
Diğer gökdelenlerden farklı olarak da yapının her iki ya da üç katında bir açılabilir pencere kullanılanılmış. Bunda da amaç ekibin kullandığı bu ‘piksel’ yığma metodunu cephede hissetmek. Tabi aynı zamanda kullanıcıların da direkt temiz hava almasını sağlayan önemli bir özellik.
Oldukça büyük kütlelere fakat zeminde küçük bir ize sahip 56 Leonard Street, kendi içinde oldukça özgün bir yapı yaratıyor. Yapıda hiçbir kat birbiriyle aynı kurgulanmamış, burada yaşayacak olan her bireye kendine özgü bir yaşama birimi sunuyor. Bunun yanında kuleyi en içten başlayarak tasarlama, zeminde mahallenin farklı ölçeklerine referans verme ve beton taşıyıcının sınırlarını zorlama yaklaşımlarıyla da Herzog & De Meuron’un dikkat çeken işlerinden yalnızca bir tanesi.
‘’Yüksek binalar çağdaş şehirlerinden önemli bir bileşeni…Fakat tipik rezidans kuleleri, başarılı bir şekilde yaşam birimlerini bir yığın haline getirirken, çoğunlukla yaşanılan çevrenin kalitesini arttırmakta başarısız kalıyor. Basit yükseltilmiş bir kütlede aynı birimlerin çoğaltılması, kendini tekrarlayan, yarattığı büyük hacim dışında mimari bir kaliteden yoksun ve anonim strüktürlerin ortaya çıkmasını sağlıyor…56 Leonard Street ise bu karaktere karşı çıkan bir proje…Bu yapının amacı, boyutuna rağmen kişisel hatta samimi bir karakter yakalamak.’’
Kaynaklar:
“56 Leonard Street / Herzog & de Meuron” 22 May 2017. ArchDaily. Accessed 22 Dec 2017. <https://www.archdaily.com/870107/305-56-leonard-street-herzog-and-de-meuron/> ISSN 0719-8884
NO COMMENT