Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrinde 828 metre yüksekliğe çıkan Burj Khalifa, 2017 itibariyle dünyanın en yüksek binası. SOM tarafından tasarlanan Burj Khalifa, geleneksel Arap kültürü ve en çağdaş teknolojik gelişmelerin bir araya gelmesiyle oluşan, ekstrem çöl iklimi koşullarına dayanıklı bir mega yapı.
Burj Khalifa ticari, ofis, konut ve otel gibi değişik fonksiyonları bünyesinde bulunduran çok işlevli bir yapı. Binanın Y şeklinde tasarlanmış plan düzeni her kattan Basra Körfezi’nin ve Dubai manzarasının görülebilmesini sağlıyor. Aynı zamanda bu plan düzlemi yapının strüktürel olarak dayanıklı olmasına yardımcı olan bir etmen. Y şeklindeki yapının her bir kanadı kendi betonarme çekirdeğine ve taşıyıcı kolonlarına sahip. Her bir kanat, hem kendi içindeki taşıyıcı sistem hem de altıgen şeklindeki merkezi çekirdek tarafından destekleniyor. Böylece ortaya bükülme kuvvetine oldukça dayanıklı bir gökdelen çıkmakta. Yapı zemin katta yeşil alanlar, görsel şovlar yapılan su havuzları ve yürüme yolları ile çevrilmiş durumda.
Skidmore, Owings & Merill, Burj Khalifa’yı tasarlarken geleneksel İslam mimarisini ve yerel çöl çiçeklerinin geometrik şeklini göz önüne almış. 828 metre yüksekliğindeki devasa yapı betonarme taşıyıcılar ile ayakta duruyor. Yapıya genel şeklini veren farklı yüksekliklerdeki hacimler, plan düzleminin merkezinde bulunan çekirdeğin etrafında yükseliyor. Yapı düz bir zeminden spiral şeklinde yükseliyor ve yukarı doğru çıkıldıkça belirli kotlarda yükselen kütle parçaları azalıyor. Böylece yapının genel kütlesi yukarı doğru çıkıldıkça azalıyor. Yapının doruk noktasında ise merkezdeki çekirdek sivri bir kule külahına dönüşüyor.
Yapı yükseldikçe oluşan kütlesel eksilmeler Burj Khalifa’nın gridal sistemine uyumlu şekilde tasarlanmış. Her bir eksilmede binanın genişliği azalıyor. Her bir basamağın olduğu kotta yukarı doğru yükselen kolonlar perde duvarların altına denk getirilmiş, böylece kolonlar arası geçişte yaşanabilecek sorunlar engellenmiş. Gökdelenin bu yukarı doğru hafifleyen şekli, yapının rüzgar yüküne karşı dayanıklı olmasını sağlıyor. Rüzgar yükleri yapının her bir kotunda farklı bir şekile çarpıyor, bu nedenle rüzgarın “kafası karışıyor.”
Burj Khalifa 3 milyon metre kareden fazla iç mekana sahip. Bu nedenle yapının iç mimarisi tasarım aşamalarını etkileyen en önemli unsurlardan biri. SOM iç mimari ekibi, dünyanın en uzun gökdelenini tasarlarken üç kriteri dikkate almış: yapının insanlık tarihini etkileyici yüksekliği, strüktürel ve mimari öğelerin entegrasyonu ve yapının inşa edildiği bölgenin kültürel mirası.
Dünyanın en uzun yaşama ve çalışma alanı olarak Burj Khalifa’nın iç mimarisinde –özellikle en yüksek katlarda- uzay mekiklerinden ilham alınmış. Lobi, ziyaretçi alanları, ofisler ve idari alanlarda teknolojinin imkan verdiği en üst düzey tasarım detayları kullanılmış. Yapının alçak katlarında ise, üst katlardaki teknolojik çağdaşlığın zıttı bir yaklaşım var. Alçak katlarda sıklıkla Dubai ve çevresinin yerel malzemeleri kullanılmış. Binanın genel karakterini oluşturan cam ve paslanmaz çeliğin yanı sıra cilalı siyah yerel taşlar, gümüş traverten zemin kaplaması, alçı, Brezilya gül ağacı kullanılmış.
Yapıda kullanılan malzemelere ek olarak, binanın modern ve lüks görünümünü arttırmak için SOM, yerel ve uluslararası sanatçıların yaptığı 500’ü aşkın sanat eserini Burj Khalifa’nın belirli yerlerinde sergilemiş.
NO COMMENT