2012’de Pekin’de hizmet vermeye başlamış olan yapı, Rem Koolhaas önderliğindeki OMA mimarlık ofisi tarafından tasarlanmış. Gökdelen mimarisinin yeniden keşfi olarak nitelendirilen CCTV Merkez Binası’nın yapımına 2004 yılında başlanmış. CCTV, OMA’nın Çin’deki ilk yapılarından ve ofisin en büyük projelerinden olması nedeniyle önemli bir yere sahip. Özgün formuyla, gökdelen mimarisine yeni bir soluk getirme amacıyla CCTV Merkez Binası, yapım teknolojileri ve mühendislik açısından da oldukça etkileyici.
CCTV Merkez Binası, gökdelen mimarisinin tipik ‘en yükseğe ulaşma’ arzusuna karşı çıkan bir tasarıma sahip. 75 metre konsol alan ile birbirine bağlanan 2 eğik kule ve bunların oluşturduğu 3 katlı platformdan oluşan yapı, formuyla bir döngü yaratıyor. Bu düşüncenin arkasında şehrin farklı yerlerine yayılmış farklı televizyon ve yayın fonksiyonlarını bir arada toplayıp bunları işleyişleri gibi bir döngü haline dönüştürme yaklaşımı var. Rem Koolhaas yapıyı yeriyle birlikte stüdyolar, ofisler, üretim ve yayın tesisleri gibi fonksiyonları bir yerde toplayan 3 boyutlu bir televizyon döngüsü yaratmış.
CCTV Merkez Binası, aynı zamanda cephe bakımından da oldukça ilginç bir karaktere sahip. Formundan da anlaşılabileceği gibi, taşıyıcı bakımından da zorlayıcı bir sistem olmuş. Gökdelenin cepheleri, taşıyıcı sistemin karakterini yansıtıyor; büyük streslerin, gerilmelerin olduğu alanlar yağun, daha az destek gerektiren alanlarda ise daha seyrek taşıyıcı elemanlarla geçilmiş. Cephede bunu takip etmek mümkün. Kısacası cephe, binanın taşıyıcısınıın dışa vurumu.
Ofisin taşıyıcı sistem modellemelerinden de gözlemlenebileceği üzere her bölge taşıyacağı yüke, oluşacak strese göre sınıflandırılmış, renklendirilmiş, yerleştirimiş ve elemanları ona göre kurgulanmış. ‘3 boyutlu kıvrımlı döngü’ CCTV’nin cephesi diagrid karakterli taşıyıcı sistemine ek olarak kendini taşıyan yüksek performanslı cam panellerle kaplanmış. Güneş ışığı kontrolü de sağlayan cephe, Pekin gökyüzünde gümüş-gri bir renkle karşımıza çıkıyor.
Yapının yenilikçi taşıyıcı kurgusu, Avrupalı, Çinli mühendislerden oluşan oldukça geniş bir ekiple tasarlanmış. Hepsinin buluştuğu ortak bir nokta var: gökdelenler için yeni olanaklar sağlayan inovatif bir tasarım elde etmek. Bu amaç Rem Koolhaas’ın fonksiyon ve form döngüsüyle birleştiriliyor projede. Sonuç olarak ortaya tasarım ve mühendisliğin bütünleştiği bir yapı ortaya çıkmış.
Yapı, 2013 yılında Yüksek Yapı ve Şehir Habitatı Konseyi-Council on Tall Buildings and Urban Habitat (CTBUH) tarafından ”Dünyadaki En İyi Yüksek Bina” olarak seçilmiş. CCTV Merkez Binası’nın bu ödüle layık görülmesinin sebebi mimaride gökdelen tipolojisini alışılmadık bir yaklaşımla ele alması olmuş. Rem Koolhaas buna ithafen: ”2003’de yayımlanan ‘Content’ kitabımda bir bölümün başlığı ‘Gökdelenleri Öldürün’ idi. Bu aslında temel olarak gökdelen tipolojisinin geldiği ve uygulandığı noktanın hayal kırıklığını yansıtan bir yazıydı. Gökdelenlerin arkasında yeterince yaratıcı bir yaşam kurgulandığını düşünmüyordum. Bu nedenle gökdelenlerin hayal gücünden yoksun mimarisine karşı bir tepki göstermem gerekiyordu. Bu sahnede bu ödülü elimde tutarken durmak, içi boş, ilhamdan yoksun gökdelen mimarisine açtığım savaşın kesinlikle fark edilmediğini ve başarısız olduğunu gösteriyor.” diye devam ediyor Rem Koolhaas şaka yaparak.
NO COMMENT