©Javier Callejas

Endülüs Tarihi Müzesi, Museo de al Memoria de Andalucía (The MA: Andalusia’s Museum of Memory), Granada’da yer alan bir yapı. Endülüsya’nın tarihini aktarmayı amaçlamış olan proje, 2009 yılında tamamlanmış. Mimarların Endülüsya’nın tarihini aktaracak en yetkin binayı tasarlama düşüncesi sonucu ortaya çıkan müze, özgün bir kurgulanışa sahip. Müzenin tüm kotlarını dolaştıran rampası ve Alberto Campo Baeza’nın imzası tamamen beyaz karakteriyle oldukça dikkat çeken bir yapı bulunduğu bölgede.

©Javier Callejas

Antik Roma zamanları kadar eskiden beri İberyalıların en kültürlü halkı olarak değerlendirilen Endülüsya halkına hitap edecek bir müze olması sebebiyle Endülüs Tarihi Müzesi, Baeza tarafından oldukça özenle tasarlanmış. Monolitik karakteri, cephede sade şekilde kurgulanmış açıklıklarıyla Granada gökyüzünde oldukça önce çıkan bir yapı Endülüsya Tarih Müzesi. Formu itibariyle de oldukça yalın. Bu yalınlık, projenin gözlemlendiği her açıdan dikkatini çekiyor ziyaretçilerin.

İberya: Andora, Cebelitarık, Portekiz ve İspanya’yı kapsayan yarımadaya verilen genel ad.

©Javier Callejas

Endülüs Tarihi Müzesi, ekibin daha önceden yaptığı 2001 yılında tamamlanmış bir proje olan Caja Granada Svaings Bank binasının yanında. Yapı ilk olarak 60×120 metrelik üç katlı bir podyumla oluşturulmuş. Bu şekilde üst katları banka yapısının podyum kısmıyla örtüşen bir karaktere bürünüyor. İki yapıda da monolitik karakter göze çarpıyor. Aynı ofisin farklı işleri olmasının sebep olduğu söylenebilir.

Müze, ortada bulunan bir avlu etrafında düzenlenmiş. Eliptik avlu, dairesel rampayla müzenin 3 farklı kotunu birbirine bağlıyor ve ilginç bir mekansal gerilim yaratıyor. Bu avlunun boyutları, yine Alhambra Granada’da bulunan V. Charles’ın Sarayı’ndan (Palace of Charles the V)  alınmış. Granada’nın önemli tarihi bir mekanına da referansını özgün yorumlayışı yapının ilginç yanlarından.

©Javier Callejas

Endülüs Tarihi Müzesi’nin ana girişi zemin kotundan. Bu kotta resepsiyon, yönetim, atöyle alanları, tiyatro, kafeterya bulunuyor. Birinci katta ise geçici bir sergi bulunuyor. Buradan da tiyatroya ulaşmak mümkün. Yatay ve dikeyliği oldukça vurgulu yapı, toplam 10 kattan oluşuyor. İlk üç kat yapının yatay kısmında çözülmüş ve geniş bir avluda dairesel bir rampayla birbirine bağlanmış.

©Javier Sanchez

Endülüs Tarihi Müzesi’nin uzun, dikey kısmı ise bütün bu müzeyi taçlandırıyor. Şehrin Kapısı (Gate of the City) referanslı bu kısım, yanındaki Caja Granada ana binasının  aynı yükseklik ve genişliğinde yükseliyor. Bu nedenle bu iki kulemsi yapı, Granada’nın farklı yerlerinden ve hatta dışından da gözlemleniyor. Bu ince uzun kısmın cephelerinde de ekranlar var. Burada Londra’nın ünlü meydanı Picadilly’den ve New York’taki Times Meydanı’ndan esinlenilmiş.

©Javier Callejas

Zemin altına inen kısımları ve Granada’daki nehre yönelen geniş yatay platformuyla Endülüs Tarihi Müzesi, büyük bir mirası aktaran öge ve kamusal bir alan olarak hizmet ediyor. Yapı, formuyla tarzıyla sessiz fakat programı ve yaklaşımıyla bir o kadar yankı uyandıran bir müze binası. Yeni yüzyılın tasarımıyla tarihin arasındaki bağlantıyı özgün bir biçimde kurguluyor.