Bernard Tschumi tarafından tasarlanan Exploratorium 2019 yılının Ocak ayında tamamlandı. Çin’in Tianjin şehrinde bulunan müze, bakır renkli perfore panelleri ve sanayi bacaları şeklindeki sergi alanları ile dikkat çekiyor. Tschumi’nin Çin’de yaptığı ilk büyük ölçekli proje olan müze, şehrin endüstriyel tarihinin bir simgesi olması amacıyla inşa edilmiş.
Bernard Tschumi, Exploratorium’un tasarımında Tianjin Kentsel Planlama ve Tasarım Kurumu (Tianjin Urban Planning and Design Institute) ile bir arada çalışarak projeyi tasarlamış. Bu bağlamda Binhai bölgesinin yeni bir masterplanı oluşturulmuş ve bölgeye yeni bir kültürel merkez önerilmiş. Exploratorium, Binhai Kültürel Merkezi’ni oluşturan beş yapıdan bir tanesi. MVRDV tarafından tasarlanan Tianjin Binhai Kütüphanesi de bu kültürel merkezin bir diğer parçası. Merkezi oluşturan 5 yapı birbirine cam bir kanopi ile örtülmüş kamusal bir koridor ile bağlanıyor.
Exploratorium, içerisinde sergi alanları, galeriler, kültürel etkinlik mekanları, ofis alanları, restoranlar ve küçük mağazalar bulunduran bir müze yapısı. Müzeyi oluşturan tüm mekanlar koni şeklindeki devasa bir strüktürün etrafına yerleşmiş. Bu kesik koni yükselerek müze duvarlarını delip geçiyor ve bir baca etkisi yaratıyor.
Müzenin en büyük konisi içinde üç kat yüksekliğindeki bir lobiyi ve spiral bir rampayı bulunduruyor. Bu rampa cepheye yerleştirilen gemi penceresi şeklindeki açıklıkları takip edecek şekilde yükseliyor ve müzenin kamusal alanlarına ulaşım sağlıyor. Ziyaretçiler, rampa ile baca şeklindeki hacimler arasında yer alan seyir terasına kadar çıkabiliyor.
Exploratium’u oluşturan diğer küçük koniler içlerinde sergi alanlarını barındırıyor. Bu koniler cepheye kimlik kazandıran en önemli mimari unsur olarak ön plana çıkıyor. Yapının cephesinde perfore bakır renkli alüminyum paneller tercih edilmiş. Farklı tonda renklere sahip olan bu delikli paneller yapıyı oluşturan hacimlere ‘birlik’ kazandırıyor ve ısı kaybının engellenmesini sağlıyor.
Kesik koni şeklindeki hacimlerin üstleri çatı pencereleri ile kapatılmış, böylece müzenin iç mekanları olabildiğince gün ışığından yararlanıyor. Güneş ışığının yetmediği noktalara ise dairesel aydınlatma elemanları yerleştirilmiş. Ayrıca Tschumi, bu konileri pasif havalandırma bacaları olarak düşünmüş. Koninin yarattığı hava koridoru yaz aylarında sıcak havanın binadan uzaklaşmasını sağlıyor. Kış aylarında ise yapı tam tersi bir etki yaparak içeri giren havayı filtreliyor.
NO COMMENT