Walter Gropius’un ilk mimari tasarımı olarak bilinen Fagus Fabrikası aslında Walter Gropius ve Adolf Meyer’in ortak tasarımı. Modern mimarinin ilk örneklerinden olduğu için mimarlık tarihi açısından çok büyük değere sahip olan Fagus Fabrikası, modernizm akımının yayılmasına öncülük eden bir eser. Yapının tasarımında kullanılan rektalinear (dikdörtgensel) hacimler ve yapının üç kat boyunca uzanan cam cephesi, mimarlık tarihi açısından devrim niteliğinde adımlardır.
Walter Gropius, Peter Behrens’in öğrencisiydi. Fagus Fabrikası’nı tasarlamadan önce, Peter Behrens’in ofisinde çalışıyordu. Her ne kadar iki Alman mimar da endüstriyel tasarıma ilgi duysalar da, farklı düşündükleri noktalar vardı. AEG Tribün Fabrikası özelinde, Behrens, endüstriyel mimarinin asil ve yüce olması gerektiğini savunurken, Gropius, dış cephe tasarımı yapının strüktürel elemanlarını kapattığı için yapının otantik kimliğinden uzaklaştığını düşünmekteydi. Gropius’a göre, dış cephe tasarımı, yapıda kullanılan strüktürel mantığı göstermeliydi.
Gropius’un endüstriyel mimariye bakış açısı Behrens’ten çok farklıydı. Tren istasyonları, alışveriş merkezleri ve fabrikalar gibi yapıların mimarisinin değişmesi gerektiğine inanıyordu. Bu yapılar, günümüz sosyal ve kültürel değişikliklere göre şekillenmeliydi. Bu nedenle Gropius projelerinde, sosyal nedenleri göz önünde bulundurarak işçiler için daha iyi çalışma ortamları sunan mimari çözümler öneriyordu. Gün ışığı, temiz hava ve temizlik gibi faktörler tasarımın önemli parçalarıydı ve böylece yapılan işin kalitesi de artıyordu.
Walter Gropius, ürettiği bu teorik temeli Fagus Fabrikası’nın inşasında kullandı. Bir ayakkabı fabrikası olan Fagus Fabrikası için dönemin endüstriyel mimarlarından Eduard Werner birkaç ekleme, yenileme ve yeni binalar tasarlamıştı. Ancak Gropius, fabrikanın sahibi Carl Benscheidt’i Werner’in tasarımlarının fabrikaya yeterli gelişmeyi kaydettiremeyeceğine inandırdı. Böylece 1911 yılında, Werner’in tasarladığı planlar üzerinden Walter Gropius ve Adolf Meyer fabrikanın tasarımına başladı.
Fagus Fabrikası, üretimhane, depo, ofis görevi gören bir binalar bütünü. Fagus Fabrikası’nın dış tasarımı en az içindeki faaliyetler kadar önemli. Binanın dikdörtgensel hacmi boyunca devam eden tuğla cephe, yapının en göze batan unsurlarından. Gropius, fabrikanın içerisindeki koşulları iyileştirmek adına, yapının dış tasarımına önem vermiştir.
Mimari olarak Gropius’un fabrikaya kattığı en önemli özellik ise ofis binası. Kompleksteki diğer binaların aksine, bu binanın cephesi tuğladan ziyade camdır. Geleneksel, yük taşıyan yığma dış duvarlar kullanmak yerine Gropius binanın içinde betonarme kolonlar kullanarak cepheyi serbest hale getirmiştir. Gropius’un bu denemesi devrim niteliğindedir. Ofis binasının üç katı boyunca devam eden cam cephenin demir iskeletine yerleştirilen metal paneller, betonarme döşemeyi gizlemektedir. Binada kullanılan en inovatif özellik ise, binanın kenarlarının tamamen cam detaylar ile hiçbir taşıyıcı eleman kullanılmadan çözülmesi.
Fagus Fabrikası 1911 yılında tamamlanmış olsa da, yapının iç mimarisinin tamamen bitmesi 1925 yılını bulmuştur. Yapı, 2011 yılında UNESCO tarafından modern mimarinin gelişmesinde rol oynadığı için dünya mirası seçilmiştir. Fabrika binasının geometrik şekli, ofis binasının cam cephesi ve hafif mimarisi, yapıyı modernizmin öncü eserlerinden biri haline getirmektedir.
Bauhaus'un Kurucusu: Walter Gropius / Arkitektuel
23 Eylül
[…] Gropius, bunu yaptığı bu eserde de göstermiştir. Fagus Fabrikası hakkında detaylı yazıya buradan […]