Farnsworth Evi (Farnsworth House), 1951 yılında arasında Amerika’nın Plano kentinde tamamlanmış, Dr. Edith Farnsworth için bir haftasonu evi olarak kurgulanmış konut yapısı. Mies Van der Rohe tarafından tasarlanan ev, mimarlık tarihinde oldukça önemli bir yere sahip; 20. yüzyılın süsten uzak, kesin geometri ve simetriyi essas alan rasyonel mimari anlayışla (Uluslararası Üslup olarak da geçer) ortaya çıkmış. Geleneksel yapı dilinde, yarattığı şeffaflık, askıda durma hali ve yalın yapı elemanları ilkeleriyle köklü değişikliğe yol açan bir dile sahiptir Farnsworth Evi.
Mies Van der Rohe, kendi tüm mimarlık serüveninde üç konuyla uğraşıyor: serbest mekan, taşıyıcı iskeletin ifade en birleşme noktaları sorunları ve demir konstrüksiyon teknik çözümleri. Dünyaca ünlü yapısı Farnsworth Evi de bunları çözdüğü ve aktardığı en önemli eserlerinden. İlk olarak, Van der Rohe’nin Bauhaus için tasarladığı mobilyalar ve Barselona Pavyonu’ndan sonra ortaya attığı serbest mekan arayışının, total mimarinin sağlanabildiği yapı. Ev incelendiğinde iç mekanın taşıyıcılardan tamamen ayrıldığı, tüm cepheler yukarıdan aşağıya cam olup çevresine açılan bir evin oluşturulduğunu görmek mümkün. Yapı, dışarıdan 2 sıra kolonla destekleniyor; ne cephe ne de iç mekan hiçbir taşıyıcıyla kesintiye uğratılmamış.
Total Architecture – Total Mimari: Nötralize edilmiş serbest mekan arayışı. 20. yüzyıl mimarisinde tek başına bir dönem sayılabilecek Mies Van der Rohe’nin yapılarında yakalamaya çalıştığı mekan algısı. Total mimaride amaç, taşıyıcılar tarafından bölünen iç mekandan tamamen kurtulmak, özgür bir iç mekan yaratmak.
Farnsworth Evi’nin platformlar üstüne oturtulduğunu görüyoruz. Amaç her iki plağın da toprakla temasını keserek yüzme efektini vermek. Evi oluşturan yatay düzlemler (döşeme ve tavan) ve doğada salınan 8 adet taşıyıcı, buna katkı sağlayan yapısıyla arazide asılı duruyor. Mies bunu yatay ve dikey elemanları birbirine bağlamama, döşemeleri kendini taşıyan dikmelerle kaynaştırmama ile çözüyor; dikmeler yalnızca yüzeysel olarak temas ediyor döşemelere. Sonucunda binayı oluşturan her eleman tüm sadeliğiyle ayrı ayrı duruyorlar alanda; geleneksel inşaat tekniğindeki gibi tek bir eleman haline gelmeyerek. Yapı da sessizce yerinden kaldırılmış, uçan bir öge oluyor.
Evin yapıldığı yıllara, 1940’lara kadar mimaride strüktürel açıdan önemli bir gelişme gerçekleşmemişti. Düşey taşıyıcı elemanlar ile yatay taşıyıcı elemanların birbirinin üstüne binerek kenetlenmesi dışında taşıyıcının kurgulanabileceği başka bir teknik bilinmiyordu. 1940’larda ise ‘kaynak’ kullanımıyla tarihte ilk kez bu düşey ve yatay elemanlar yanyana bir birleşim detayı gösterebilecek hale geldi. İki elemanda kendi formunda, fakat tek bir öge olarak çalışmaya başladı bu teknikle. Mies Van der Rohe’nin istediği de buydu: ayrı gözüken, bünyeleri bir taşıyıcı elemanlar. Bu tekniğin kullanımına, Farnsworth Evi ile başlanmış oldu. Önceki sistemle farkı, Mies’in gözünde, binayı algısal olarak birliğe itmesiydi. Farnsworth Evi’nde iki önemli algı yıkıldı bu teknik konuda: algısal birlik ve yapının yere bağlılığı.
Tek kat yükselen ev, 8 tane I profil çelik kolonla desteklenmiş. Çatıyı ve döşemeyi taşıyan sistem, geniş açıklığı geçen yenilikçi strüktürel etkisinin yanında evin mimarisinde çıplak olarak gözlemlenebilen bir öge. Kolonların arasında da yapının en üstünden altına kadar cam cepheleri görüyoruz; evi çevresindeki ormana tamamen şeffaf hale getiriyor. Bu bağlamda Illinois eyaleti’ndeki Farnsworth Evi, Plano’nun doğal çevresine mükemmel bir düzen içinde yerleştirilmiş. Tamamının cam cephelerden oluşması da yapının çevresiyle olan bağlantısını güçlendirmeye yönelik. Ludwig Mies van der Rohe’nin mimari konspetlerinden biri olan doğa ve yapı arasındaki güçlü uyumu sağlıyor.
Camlar, sakin çevresiyle evi bağlarken akla gelen sorulardan biri bir konut mimarisinde aranan özellik olan gizlilik. Mies, bunu evin bulunduğu özel arazideki ağaçlarla sağlıyor. Kendisi bu yaklaşım için şunları dile getirmiş bir röportajında: ‘’Doğa da kendi hayatını yaşamalı. Onu, evlerimizin renkleri ve içerideki mekanizmalarla bozmamalıyız. Üstelik, doğayı, evleri ve insanları büyük bir birlik yaratacak şekilde biraraya getirmeye çalışmalıyız.’’
Platformlar üstünde yükseltmenin arkasında bir başka yaklaşımdan da bahsetmek mümkün. Mies, evin bulunduğu alanda olabildiğinde aydınlık olmasını amaçlamış ve yapıyı yerden yaklaşık 150 cm kaldırıyor. Yere kadar uzanan tek ögenin yalnızca çelik kolonların olması, alanın peyzajının da kesintiye uğramadan devam etmesini sağlamış.
Binanın suya yönelen tarafında binaya teğet ve biraz kaydırılmış yerden 75 cm yükseltilmiş ikinci bir döşeme mevcut. Farnsworth Evi’nin verandası olarak tahmin edilen bu alan, bir taraftan kendi boyu kadar çelik dikmeler bir taraftan ise evin dikmelerine bağlanmış.
Traverten kaplı döşemeleriyle sadeliğine vurgu yapılan evde, profillerden başka düşey eleman kullanılmıyor. Bunun sebebi yukarıda bahsettiğimiz serbest, total iç mekanı sağlayabilmek. Evdeki tek duvar, tuvaleti ayıran duvar. Bu duvar da mobilyaya dönüştürülerek kaydebilmiş iç mekanda. Düşey algı yaratmamaları için de platformalara ve dolayısıyla eve ulaşmak için kullanılmış merdivenler birbirine bağlanmadan, tek tek yatay elemanlar olarak kurgulanmış. Farnsworth Evi’nde düşey ve yatay büyük bir özveriyle birbirinden tamamen koparılıyor; birbirine bağlanarak büyük ve tek kütle etkisine yol açmamaları için.
Bulunduğu alanda belirli aralıklarla gerçekleşen sele dayanıklı olması amaçlı da yükseltilen yapı, günümüze kadar birkaç koruma sıkıntısıyla uğraşmış. Sel, iç mekanda zayıf havalandırma ve yüksek maliyet gerektiren ısıtma sorunlarıyla karşı karşıya kalmış Farnsworth Evi, bunlara rağmen şüphesiz sadeliğin kusursuz bir formda işlendiği önemli bir 20. yüzyıl mimarisi örneği. Tasarımındaki mükemmellik, plan düzeninde kurgulanan açıklık ve minimalist yaklaşımıyla gelecek birçok esere ilham kaynağı oluyor. İnsan eliyle yaratılmış kusursuz geometri ve tasarımına arka plan olan düşüncelerle Mies de kendinden sonraki 30 yıla yön veren mimari düşüncelerini aktarıyor bu başarısıyla.
Cam Ev (Glass House) / Philip Johnson - Arkitektuel
23 Eylül
[…] mimari karakterinin oldukça önemli bir yere sahip olması. Cam Ev, Mies Van der Rohe tasarımı Farnsworth Evi’nin izinden gidiyor, modern anlamda tarzıyla farklılık yaratan ikonik bir konut yapısı […]
FARNSWORTH HOUSE – ARCHITECTURE by DOTN
27 Haziran
[…] https://farnsworthhouse.org/history-farnsworth-house/ https://www.arkitektuel.com/farnsworth-evi/ https://www.wannart.com/minimalist-bir-vaha-farnsworth-evi/ […]
Mekan İçinde Mekan Şeklinde Tasarımıyla Muhteşem Yapı:Glass House – Reds_architecture_
5 Nisan
[…] mimari karakterinin oldukça önemli bir yere sahip olması. Cam Ev, Mies Van der Rohe tasarımı Farnsworth Evi’nin izinden gidiyor, modern anlamda tarzıyla farklılık yaratan ikonik bir konut yapısı […]