Aldo Rossi ve Carlos Aymonino’nun ortak olarak tasarladıkları Gallaratese Konut Bloğu, postmodern kimliği ile mimarlık tarihine adını yazdırmış bir tasarım. II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’daki pek çok şehirde yeterli sayıda konut bulunmuyordu. Bu şehirlerin başında gelen Milano’da, 19. yüzyılın ortalarında 50,000-130,000 kişi için yeni yerleşim yerleri tasarlama planları yapılıyordu. Gallaratese Konut Bloğu, bu ihtiyacın bir sonucu olarak tasarlanan beş farklı bloktan oluşan bir konut yapısı.
İtalya’nın yetiştirdiği iki başarılı mimar olan Rossi ve Aymonino, Gallaratese’nin tasarımına başladıkları yıllarda kentsel morfoloji çalışmaları ilke biliniyorlardı. İki mimar da tek, yalnız yapılar yapmaktan zevk almıyorlardı; tasarımlarını yeni bir yaşam ve kent kurgulamak üzerine yoğunlaştırıyorlardı. İkilinin hayallerindeki ideal yerleşim yeri; konut, ticaret ve endüstri gibi farklı unsurların bir araya geldiği eklektik bir toplum yapısına sahipti. Bu nedenle Gallaratese Konut Bloğu ikili için bulunmaz bir fırsattı. Teorik olarak tasarladıkları toplum yapısını sıfırdan gerçeğe dönüştürebileceklerdi.
Rossi ve Aymonino, 1950’lerde bir grup modernist mimarın bir araya gelerek geliştirdikleri Project X isimli mimari deneylerden ilham aldı. Aralarında Le Corbusier’nin tasarladığı Unite d’habitation’un da bulunduğu projeler açık teraslar ve yapıları birbirine bağlayan köprüler gibi mimari elementler ile izole toplu konut binalarını interaktif, kentin bir parçası olan yapılar haline getirmeye çalışıyordu.
İki mimarin ütopik mimari fikirleri birleşerek beş konut yapısından oluşan Gallaratese Konut Bloğu’nu oluşturdu. A1, A2, B ve C blokları Carlos Aymonino tarafından tasarlanırken en uzun yapı olan D bloğu Aldo Rossi tarafından tasarlandı. Kompleksin güney ucunda bulunan A1 ve A2 blokları, kademeli formlar, yapının içindeki ve dışındaki sirkülasyon elemanları ve hücresel mekansal organizasyon gibi mimari unsurlara sahip. 8 katlı iki binanın tasarımında Aymonino, tarihi Roma Trajan Forum’undan esinlenmiş.
A1 ve A2 bloklarının buluştuğu dar açılı noktanın kuzeyinde 6 katlı B bloğu var. 3 binanın buluştuğu bu kesişim noktasında üç yapının etrafını sardığı bir amfi tiyatro ve ortak kullanım amacıyla tasarlanan bir meydan bulunuyor. A1, A2 ve B bloklarının üçü de Aymonino tarafından tasarlanmış olsa da her bir blokta farklı yaşam modülleri önerilmiş. Bazı daireler bir kamusal bir avlunun etrafına yerleştirilmiş. Bazı dairelere ise doğrusal uzun bir koridor aracılığıyla ulaşılıyor. Carlos Aymonino’nun tasarladığı dördüncü yapı olan C blok ise Rossi’nin tasarladığı D bloğu kompleksin geri kalanına bağlayan 2 katlı bir bina.
Rossi’nin tasarladığı D blok oldukça düzenli yapısı ile Aymonino’nun görsel ve yapısal komplikeliğe sahip bloklarından farklı bir karakter barındırıyor. İtalyan ressam Giorgio de Cherico’nun 1930lu yıllarda yaptığı resimler Rossi’nin üzerinde büyük bir etki bırakmış. Rossi’nin Cherico’nun tarzından etkilendiği kolayca anlaşılabiliyor.
D bloğu oluşturan tüm elemanlar tamamen fonksiyonel. Rossi tasarımında hiçbir süse yer vermemiş. Bu prensibin sebebi ise mimarın 200 metrelik cephe boyunca düzenli bir şekilde tekrar eden kare şeklindeki pencerelerin yarattığı görsel etkiyi bölmek istememesi. 200 metre uzunluğundaki yapının her bir konut birimine tasarlanan galerilerden erişiliyor.
Rossi’nin tasarımının en belirgin özelliklerinden biri ise zemin katında kullanılan minimal ve süssüz sıra taşıyıcılar. Antik eserlerin sıra sütunlarını andıran bu taşıyıcı duvarlar, pencereler ile birlikte cephede yoğun bir tekrar etkisi yaşatıyor. Morfolojik yalınlığı ile D bloğu, Gallaratese Konut Bloğu’nun genelinden ayrılan bir mimariye sahip. Tamamıyla beyaza boyanan yapı, Aymonino’nun kahverengi ve kırmızı renkli birimlerinin yanında dikkat çekiyor.
1972 yılında tamamlanan Gallaratese Konut Bloğu, tamamlandığı andan itibaren pek çok kesimden eleştirilere maruz kalmış. Evsiz vatandaşların konaklaması için kullanılan kompleks 1974 yılında tüm sakinleri tarafından terk edilmiş.
NO COMMENT