Thomas Coldefy ve Isabel Van Haute, 2006 yılında uluslararası bir yarışma düzenleyerek Hong Kong Tasarım Enstitüsü için ilk adımı atmış oldu. 162 takımın katıldığı ve jüri üylerinden birinin Richard Meier olduğu yarışmada, ikinci aşama 5 takımla devam etti ve sonucunda bu takımlar arasından CAAU’nun proje önerisi seçildi. Bu süreçten sonra, mimarlarımız yarışma sonrası tasarımlarını geliştirebilmek üzere araziyi deneyimlemek, projeyi alanında revize etmek, şehrin dinamiğini deneyimlemek amacıyla Hong Kong’a taşındı.
Proje, düşünülen eğitimsel ihtiyaca getirdiği çözüm, çevreye ve lokal dokuya uyumu fakat yine de cesur ve dışarıya açık oluşu ile Hong Kong toplumunun gözüne girmiş.
Proje aynı zamanda bulunduğu yere herkesin kullanabileceği toplantı salonları vb. yerler ve yaklaşık 4000 öğencinin kampüse gelip gidecek olmasıyla canlılık sağlıyor.
Bulunduğu alanın çevresindeki yapıların dikeyliliği içinde 4 ”bacak” kısmı ile uzayıp daha sonra ”gökyüzü şehri” kısmıyla yatayda büyüyen Hong Kong Tasarım Enstitüsü, programın başka katlarla olan ilişkisini ve katlar arası yarattığı yeni bağlantıları kişinin gözlemlemesine olanak sağlıyor. Projenin yere basan 4 kalın ayağı eğitim programına; yatayda büyüyen üst kısmı ise herkesin erişimine açık olan yatay şehre hizmet ediyor.
Yapının podyum kısmı, King Ling yolundan 7 metre daha yüksek fakat şehre 2 noktadan direkt olarak bağlı -biri kamusal kullanıma açık alan, biri ise açık sergi alanı- peyzajı düzenlenmiş bir alan. Podyum kısmı, dört oditoryum, bir kafe, sergi salonu ve spor salonunu barındırıyor. Aynı zamanda açık fakat üstünde korunak sağlayacak ”gökyüzü şehri”ne sahip podyum alanı, bu özelliğiyle farklı etkinliklerin düzenlenmesine de olanak sağlıyor.
Hong Kong Tasarım Enstitüsü’nün taşıyıcı sistemi çelik elemanlardan oluşan ”diagrid” ve podyum kısmında yine çelik yatay bir kafes sistem. Bu taşıyıcıya artık geleneksel sayılabilecek bir döşeme haline gelmiş beton döşemeler eşlik ediyor.
Diagrid seçiminin sebebi, yapıya podyumu, yüzen platformu, çerçeveden ayrı bulunan sirkülasyon elemanlarını taşıyabilecek; yapıya maksimum rijitlik ve dayanıklılığı sağlayabilecek bir sistem olması.
Beton, cam ve çelik materyallerin kullanımı radikal bir mimari süreci tamamlar nitelikte. Çelik diagrid sistem, çelik düşey kafes sitem ile birlikte yüzen paltformun içi için tek başına diagrid ise kuleler için dış iskelet olarak taşıyıcılık sağlıyor. Platfotmun cam olması geçirgen yapısını güçlendirmek amacıyla seçilmiş. Bu geçirgenlik, yapının mimari ögeleri arası gerilim hissini güçlendiriyor. Podyumdaki taşıyıcı beton kısım cam ile kaplanmış yüzeylerle birlikte güçlü bir mekansal ve görsel etki yaratma isteiğini ve yapının işlevselliğini vurguluyor.
NO COMMENT