1990 yılında Fransız hükümetinin finansmanını karşılayacağını açıkladığı kültür merkezi için yapılan bir yarışma sonucu seçilen projeAvustralya’nın doğu kıyısı açıklarında halen Fransız toprağı olarak kabul edilen Yeni Kaledonya, Nouméa’da bulunuyor. 1989’da öldürülen Yeni Kaledonya siyasal liderinin onuruna inşa edilen Jean-Marie Tjibaou Kültür Merkezi, eski ve moderni bir arada bulundurarak Kanak kültürüne ev sahipliği yapıyor.
Projenin önemli adımlarından biri Kanak kültürünün anlaşılması olmuş. Kanak tarihine, çevresine ve inançlarına aşina olmak, bu bağlamda bir yapı tasarlamayı mümkün kılan en önemli etmenlerden biri. Yerel halkla yapılan çalışmalar, Marie-Claude Tjibaou (Jean-Marie Tjibaou’nun dul eşi) ve antropolog Alban Bensa bu öğrenme sürecinin önemli bir parçası olmuş. Ayrıca yerel yapıların geleneklerini ve uzmanlığını kullanmış. Kanak halkının doğa ile olan derin bağlarından ilham alan proje, iki ana amacı yerine getirmeye çalışmış: Kanak’ın mimari yapılardaki yeteneğini temsil etmek ve modern malzemelerin (cam, alüminyum, çelik ve modern ışık teknolojileri vb.), geleneksel ahşap ve taş ile birlikte kullanmak.
Üç tarafı suyla çevrili Tina Yarımadası’ndaki Tjibaou Kültür Merkezi, “kulübeler”, küçük pavyonlar ve ağaçların yoğunlaştığı alanlardan oluşturulmuş. Yoğun bitki örtüsü, aralarında “köyler” bulunan patikalar ve yollar ile bölünerek planlanmış. Bu köyler bağlamları ile güçlü ilişkiler kuran yapı kümeleri oluşturacak şekilde, açık ortak alanları tanımlayan yarım daire biçiminde kurgulanmış.Kanak köylerinin geleneksel büyük “allée” planına benzer düzen ve yapılar arasındaki ilişki, Jean-Marie Tjibaou Kültür Merkezi’nin tasarımına yön veren referanslardan biri haline geliyor: yapı da kapalı ve açık alanlar arasında sürekli bir hareket akışı sağlayacak şekilde tasarlanmış.
Geleneksel mimariden esinlenilerek kültür merkezinde oluşturulmuş kulübemsi strüktürlerin her biri de bir patika ile birbirine bağlanmış. Yükseklikleri 20 ila 28 metre arasında değişen, üç farklı boydaki 10 adet kulübe, birbirlerinden farklı, çeşitli fonksiyonlara hizmet ediyor. Birinci grup sergi alanlarını, ikinci bir dizi kulübe ise ev araştırma alanlarını, konferans odasını ve kütüphaneyi içeriyor. Son seri kulübelerde müzik, dans, resim ve heykel atölyeleri bulunuyor.
Yeni Kaledonya’ki geleneksel yapıların işlevselliği ve yapısı, toplumsal ve mimari açıdan yeniden ele alınmış. Yapılar geleneksel Kanak yapılarına referans veren kavisli bir şekle sahip, ancak malzeme olarak geleneksel dokuma bitkisel liflerden ziyade, ahşap kaburga ve latalar kullanılmış. Kültür merkezinin cepheleri, içlerinde modern teknolojinin tüm faydalarının sağlandığı geleneksel cepheler. Proje için az bakım isteyen, termite dayanıklı iroko ağacı ahşabı seçilmiş.
Binalar mekanik iklimlendirme ihtiyacını ortadan kaldıran yüksek verimli pasif havalandırma sistemine sahip. Çift katmanlı dış cephesi sayesinde, ahşabın katmanları arasında hava serbestçe dolaşabiliyor. Dış cephenin açıklıklarının yönelimi, denizden gelen muson rüzgarlarını ve hakim rüzgarları kullanmak için tasarlanmış. Hava akışı, rüzgârın hafif olduğu zamanlarda taze havanın alınmasına izin vermesi için açılan ancak rüzgar hızı arttığında kapanan, ayarlanabilir örtücü yüzeyler tarafından düzenlenmiş. İlk tasarlandıktan sonra, bu çözüm bir rüzgar tünelindeki ölçekli modellerde de test edilmiş.
Bu projenin Nouméa kentindeki ekonomik dönüştürücü etkisi, herhangi bir opera binasının veya müzenin vereceği etkiden daha az olmamış. Merkezin tamamlanmasından bu yana, Yeni Kaledonya kendisini uluslararası mimaride yer buldu; çünkü binanın ikonik kabuklarının zarif, geçici tasarımı adaya ve Piano’nun şirketine tanınırlık getirdi. Jürinin Piano’nun tasarımında neyi değerli gördüğünü ve uluslararası tanınan bir nesne haline geldiğini anlamak oldukça kolay. Geleneksel Kanak şeflerinin evlerini başlangıç noktası olarak hassas bir şekilde kullanan mimarlar, anıtsal, yuvarlak ve hava geçiren kabuklar dizisi oluşturmak için bu yapıların biçimlerini değiştirdi ve yapılandırdı. Pasifik kıyı şeridinde baskın bir varlık sergileyen yapılar, iç kısımlarında ve aralarında bulunan müze alanlarıyla, ziyaretçileri iç mekanı ve çevresindeki ada peyzajı arasında bir yolculuğa çıkarıyor.
NO COMMENT