Kentte bir tasarı örneği olarak karşımıza çıkan duvar sanatının estetik bir değerden daha fazlasını ifade edebileceğine dair karşılaştığım örnekler, duvar sanatının başka ne gibi açılardan kentliyi ve kenti etkileyebileceğine yönelik sorular sormama neden oldu. Neticede sokakta sanatını icra eden de kentliydi. Sanatçının kendi kentine anlatmak istediğiyle, sanatının kentli ya da dışarıdan gelenler üzerinde ve kentin dönüşümünde ne gibi etkiler oluşturduğu bu çalışmanın temel araştırma konusunu oluşturuyor. Bunun yanında araştırmada, bazı sokak sanatlarının tek bir sanatçıdan farklı olarak, bir grup kentli tarafından yapıldığı örneklere de yer verildi. Çalışmada, kentlilerin bir araya gelerek kenti güzelleştirme amacıyla açmış oldukları bu kolektif sanat atölyelerinin kentliye ve kente olan etkisi de, bir alt araştırma konusu olarak karşımıza çıkıyor.
MARA Teknoloji Üniversitesi’nde görev yapan Siti Syamimi Omar, Dr. Siti Rasidah Md Sakip ve Norizan Mt Akhir’in sokak sanatlarının kentsel yenilenme üzerindeki etkisini, Malezya’nın Ipoh şehri üzerinden açıkladıkları makalelerinde, terk edilmiş kentlerin dönüştürülmesi ve yenilenmesinde sokak sanatlarının alternatif bir yenilenme aracı olarak kullanılabileceğinden bahsediliyor. Omar S., Litvanyalı sokak sanatçısı Ernest Zacharevic’in Ipoh’da gerçekleştirdiği sokak sanatının Ipoh’un yenilenmesi ve dönüştürülmesi üzerindeki etkisini makalesinde şu şekilde açıklamış: ‘’…..Ernest Zacharevic (Georgetown veya Ipoh) tarafından tanıtılan kamusal sanatlar bir fenomen yaratmayı başarmıştır. Ernest, sanat eserlerine yönelik temasını genellikle toplumun günlük yaşamından alarak yerel kültürün eski cazibesini arttırıyor. Eserleri sadece turistlere hitap etmekle kalmadı, yerlilerin de kalbine dokundu ve onları gururlandırdı. Georgetown ve Ipoh’taki kamu sanatı kentsel yenilenmeyi tetikledi.’’
Omar S., sokak sanatını, fikirlerin, duyguların ve mesajların kamusal mekanda mekanın kullanıcısıyla buluştuğu bir çeşit fiziksel anlatım şekli olarak yorumluyor. Bununla bağlantılı olarak sokak sanatının politik ya da kültürel birtakım manifestolarının olabileceğini de dile getirmiş. Ama makalesinde daha çok sokak sanatının kentin yenilenmesi üzerindeki etkisini anlatmış; bu yenilenmenin yalnızca estetik getirilerinin değil, ekonomik ve toplumsal getirilerinin de var olabileceğinden söz etmiştir.
Ipoh örneği için sokak sanatı, kentsel mekanın görsel kalitesini artıran bir etmen olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum, zaman içerisinde hem yerliler hem de turistler için Ipoh’u ilgi çekici bir mekan haline getirmiş. Terk edilmiş, çürümek üzere olan binaların üzerine yapılan duvar sanatları binalara fiziksel birtakım fonksiyonlar yükleyerek binaların sürdürülebilirliğini artırmış. Bu da yanlarından geçen bir yerli ya da turist için binaların dikkat çekici bir unsur olmasına neden oluyor. Bu dikkat çekici unsur, yerlinin yaşadığı yerde bulunan ve herkes tarafından ilgi odağı olan bu sokak sanatlarını sahiplenmesine ve hatta bunlarla övünmesine sebep oluyor.
‘’…. Bir mahalleye kamu sanatının eklenmesi, yerel halkın, kamu sanatını evlerinin bir parçası olarak tanımlamasına yol açar ve halkı gururlandırır.’’ – Omar, S., 2016.
Bunun yanında, sokak sanatlarının çok fazla turist çekiyor oluşunun, bölgedeki polis denetiminin artmasına sebebiyet vereceğine ve bu yolla sokak sanatının asayişi kuvvetlendireceğine yönelik açıklamalar da yer alıyor. Öyle ki, bölgeye gelen turist sayısındaki artış gözlemi de artıracak, bu durum da daha güvenli bir bölgenin oluşmasına katkı sağlayacaktır. Sokak sanatının estetik ve sosyal etkilerinin yanında ekonomik etkilerinin de var olabileceği Public Art Agency tarafından şu şekilde dile getiriyor:
‘’…Daha önce de belirtildiği gibi, sanatla ilgili işletmeler (galeriler), kafeler, restoranlar, butikler ve oteller gibi yeni işletmeleri barındırmak için daha fazla bina yeniden kullanılacaktır. Daha fazla kalıcı kamu sanatının inşasıyla bu işletmelerin sürdürülebilirliği artacaktır. Miras binalarının otorite yönergelerinin bir parçası olarak uyarlanabilir yeniden kullanımının uygulanması, yeni binaların inşa edilmesi ihtiyacını (yeşil alan geliştirme) ortadan kaldırdığı için inşaat maliyetini düşürecektir. İşletmeler, turizm etkinliği konusunda daha fazla seçenek sunduğundan, kamusal sanat gezilerini desteklemek için dinamik bir ortam yaratır. Bu, şehre gelen turist sayısını artırarak turizm endüstrisini güçlendirecektir. Aynı zamanda turizm yatırımını ve mülk değerini artıracaktır. Kamusal sanat, kültür turizminde yer alan birçok şehir ve kasabanın ekonomik toparlanmasına hayati bir katkıda bulunabilir.’’
Sokak sanatının turizm endüstrisini güçlendirmesi, pek çok binanın ticari faaliyet için tekrar kullanılmaya başlanacağı anlamına geliyor. Turistlerin ilgi odağı olan bu eserlerin etrafına açılacak olan kafe, restoran ve otel tipi ticari fonksiyonlar, bölgenin turizm endüstrisi açısından ekonomik olarak kalkınabilmesi için gerekli ortamı sağlıyor. Bu durum Ipoh üzerinden örneklendirilecek olursa, Ipoh’daki otel sayısı 2012 yılında 150 tanedir. Bu sayı, 2008’de Ipoh’daki otel sayısının üç katı kadardır.
Bunun yanında yerliler, turistler ve medya tarafından ilgi çeken bu sokak sanatlarının, ekonomik açıdan da katkı sağlıyor oluşu, sokak sanatının yerel market ve mağaza sahipleri tarafından da talep edilmesine yol açmıştır. Öyle ki, yerel market ve mağaza sahipleri, marketlerine gelecek müşteri sayısını artıracağını bildiğinden, sokak sanatçılarıyla anlaşıp, onlardan kendi mağaza/marketlerinin önüne de çizmelerini istemektedir. Bu durum getirdiği ekonomik katkının yanında, yerel halkla sanatçı arasındaki ilişkinin kuvvetlenmesine ve yerel halkın sokak sanatlarını desteklemesine sebep oluyor. Ayrıca eski, terk edilmiş binaların sokak sanatıyla yeniden kullanılabilir hale gelmesi, yeni binalara olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor ve bu durum yeşil alanları geliştirmek için daha fazla alan sunuyor.
Sokak sanatı, bazen kentli tarafından oluşturulan kolektif bir platform tarafından da yapılabiliyor. Böylelikle, kentli toplu katılım göstererek kendi kentini güzelleştirmeye yönelik çalışmalar yapabiliyor. Bu durum ayrıca, kentin lokal bir kimlik kazanmasına ve yerliler arasındaki dayanışmanın artmasına sebep oluyor. Çünkü yerel halk, yaşadığı kenti değiştirmesi ve güzelleştirmesi yönünde kararlar alıp, bu kararları gerçekleştirebiliyor.
‘’Yerel halkın katılımıyla yerel kimlik ve değer, kamusal sanata dahil edilebilir ve bu da onu bölgeye ve topluma çok daha spesifik ve anlamlı hale getirir. Kamusal sanatın, bir olayı ve yerel bir tarihi kutlayarak yok olan veya yok sayılan bir yerin kalitesini dönüştürme yeteneğine sahip olduğu tespit edilmiştir’’ – Himid, L., 1997.
Bunun en bariz örneklerinden birini Hollanda’da bulunan Heerlen Duvar Resimleri (Heerlen Murals) oluşturmakta. Heerlen Murals, Heerlen şehrindeki abandone edilmiş kentsel mekanların, yerli halk tarafından duvar boyama sanatıyla tekrar canlandırılması ve kullanıma açılmasını, bu yolla mekanlara sürdürülebilirlik kazandırılmasını hedefleyen ko-kreatif bir sanat platformu. Yerlilerin, okullar, aktivistler ve sanatçılarla ortak olarak hazırladıkları çalışmalar, finansmanlar tarafından da desteklenilmekte. Hatta bazı konut kooperatifi sahipleri, konutlarının cephelerini boyamaları için özellikle ‘Heerlen Duvarları’ ekibiyle anlaşıyor. Ekibin çıkardığı işler, bölgenin zaman içerisinde tanınmasına ve turist çekmesine neden olmasının yanında, Heerlen’i Hollanda’nın Mural (Duvar) başkenti de yapmış. 2016’ya kadar toplam 67 iş çıkaran ekip, çalışmalarıyla Heerlen’in tüm dikkatleri üzerine çekmesine neden olmuş, Heerlen’e gelen turist sayısını 2013’ten 2016’ya kadar birkaç bin artırmıştır. Artan turist sayısı ayrıca bölgedeki ticari fonksiyonların artmasına, dolayısıyla bölgenin ekonomik olarak kalkınmasına da neden olmuştur.
Sokak sanatı, katılımcı estetik bir iş olmanın yanında kent hakkını savunan, kentlinin düşüncelerini özgürce dile getirdiği katılımcı politik bir iş olarak da karşımıza çıkıyor.
‘’Kent hakkı talebini dillendiren kitlesel hareketlerin şiddetle bastırılmaya çalışıldığı otoriter bir politik iklimde, kentin sermayenin hâkimiyetinde ve sağlam gibi görünen kabuğunda çatlaklar oluşturan, mikro direniş mevzileri yaratan sokak sanatının önemini teslim etmemiz gerekir. Çünkü kentin yüzeyine yazılan sokak sanatı, önünden geçip giden insanların kulağına kentin sokaklarının her daim direnişe açık olduğunu, onlar tarafından yeniden keşfedilebileceğini fısıldar.’’ –Taş, O., & Taş, T., 2015.
‘’Grafiti sanatı bireysel anlatım biçimleri; çeşitlilikleri ve geçicilikleri ile birçok açıdan toplumsal eylemlerdir. Stencil gibi politik dilleri olan çalışmalar; popüler kültürün ötesinde yargılayıcı ve uyarıcıdırlar. Grafitistlerin mekanlarda kendilerinden iz bırakma ve mekanın kime ait olduğunun işaretlenmesi amacını taşımaktadır.’’ – Erdoğan, G., 2010.
Dolayısıyla sokak sanatı, estetik yargılardan çok daha fazlasını ifade edebiliyor. Ama bu politik girişimin, kente olan etkisi kolektif bir düşünce aktarımının yanında, daha fazla turist çekmeyle de sonuçlanabiliyor. Bu da dolaylı yoldan kentsel yenilenmeye yol açıyor.
Sokak sanatının, yarattığı estetik yargıların yanı sıra katılımcı politik bir pratik olarak da ele alınması, kentlinin kendini ifade etme sürecinde önemli bir rol oynarken, kentin yenilenmesi sürecinde de kenti etkilemektedir. Başta yalnızca bir protesto/direniş kaygısı güdülerek resmedilen çok fazla örnek, sonradan kentin turistik bir sembolü olmasına, dolayısıyla sosyal birtakım etki yaratmasından çok ekonomik etkiler yaratmasına sebep olmuştur. Bunun da kentsel yenilenme sürecine olan etkisi, kente daha fazla ticari fonksiyonlar tanımlanmasıyla sonuçlanmıştır. Bu örneklerden anlaşılacağı üzere, sokak sanatının kentsel yenilenmeye olan etkisi estetik veya sosyal olabilmektedir. Ama bu etkinin en bariz sonucu, sokak sanatlarının kentte rantsal dönüşüme sebebiyet veren ekonomik kararları üzerinde izlenmektedir.
Kaynaklar:
- Erdoğan, G. (2010). Kentsel Bir Tasarım Ürünü: Sokak Sanatı.
- Himid, L. (1994). A memorial to Zong. Artists Newsletter.
- Omar, S. S., Sakip, S. R. M., & Akhir, N. M. (2016). Bringing the New to the Old: Urban regeneration through public arts. Procedia-Social and Behavioral Sciences, 234, 515-524.
- Public Art Agency. (2004). Art built-in policy and guidelines. Arts Queensland, Department of Education, Training and the Arts, Queensland
- Taş, O., & Taş, T. (2015). Ankara’da Sokak Sanatı: Kent Hakkı, Protesto ve Direniş. Mülkiye Dergisi, 39(2), 85-114.
- Urbact. ‘’Street Art Murals For Urban Renewal’’. Son Erişim: 17.02.2020. https://urbact.eu/street-art-murals-urban-renewal.
NO COMMENT