MIT Simmons Hall, 1999’da Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (Massachusetts Institute of Technology-MIT) ‘nün Steven Holl’u görevlendirmsiyle ortaya çıkmış. 2002 ylında tamamlanan Simmons Hall, MIT’nin genişleme projesinin bir parçası ve projenin lisans öğrencilerinin kalacağı yurtları barındıran kısmı. Yapının hedefi, bir üniversitenin her özelliğini tek bir mekanda keşistirmek ve kampüsün sanat merkezlerinden biri haline gelmek.
MIT, Steven Holl’ü görevlendirdiğinde yapının, etrafındaki ve içindeki mekanlarla öğrenci etkileşimini teşvik edecek bir yer olmasını amaçlamış. MIT, yapının kullanımı fonksiyonunu belirleyip, bunların Steven Holl’un deneyimlemeye deyecek yapı yaratma yeteneğiniyle birleşmesini istiyor. Ortaya üniversitenin ihtiyaçlarını karşılayacak ve Steven Holl’ün imzasıyla ismini duyuracak 10 katlı bir yurt binası çıkmış. Yurt, zamanla birbirine zıt mimari elemanları birleştiren karakteriyle (boşluk-doluluk, opaklık-şeffaflık) küçük bir şehir haline gelmiş.
Holl’un tasarımı bir ‘sünger’ gibi çalışabilecek bir yapı. Simmons Hall, yapının kesitinde yarattığı boşluklar ve geniş, çok sayıda açıklığıyla içeri ışığı alacak gözenekli bir yapı olması fikriyle tasarlanmış. Yapının kesitinde ortaya çıkan bu boşluklar da öğrenciler için etkileşim mekanları olarak düşünülmüş.
Yapının kesitinde boşalmalara yol açan bu alanlar, farklı kotlara görsel iletişim sağlayan boşuklar olmasyla da etkileşim mekanı olma özelliğini pekiştiriyor. Steven Holl, bu kısımlardan ‘yapının akciğerleri’ olarak bahsediyor -doğal ışığı içeri taşıyan ve hava sirkülasyonunu sağlayan.
Fakat, Holl’ün ilk olarak devasa olarak kurguladığı bu boşluklar tasarımın son halinde istenilen büyüklükte bulunamıyor. Bunun sebebi ilk halinin yangın ile ilgili mevuzatlara uymaması. Mimar aynı konsepti farklı boşluklarla devam ettiriyor. Yeni haliyle akciğerleri, tüm yapı boyunca yayılmış, dinamik organik bir geometriye sahip boşluklar olarak taasarlıyor. Bunu yapının dışarıdan gözüken ızgaralı, rijit, dikdörtgensel halini kesitte kıran bir karater olarak düşünüyor. Dıştan gözlemlenen kütle de 5 büyük boşlukla dengeleniyor. Kütleden yapılan büyük eksiltmeler, yapının ana girişleirni, manzara koridorlarını ve teraslarını oluşturuyor.
Simmons Hall’un şehirden bir dilim haline gelmesi ve öğrenci ilişkilerini arttırması MIT’nin projede amaçladığı durum. Yapı, süngere benzeyen delikli tasarımıyla, yaklaşık 3000 kadar açıklık ve kütlesinde boşluklarla farklı noktalarından şehre açılıyor.
Yaklaşık 18.000 metrekarelik alana yayılan yurt binası yalnızca 350 öğrencinin kaldığı bir bina olmaktan çıkıyor böylece. 125 kişilik bir tiyatroyu, bir akşam kafesini ve cadde seviyesinde yemek yenebilecek yerleri kurguluyor. Fonksiyonları ve içeride 3 metre genişliğindeki koridorlarıyla yapı, kentsel durum yaratan bir alan olma ihtimallerini arttırmış.
Yapının birçok açıklıkla kurgulanması, farklı odalar kullanıldıkça yapının sürekli bir dinamiklik halinde olması amacıyla gerçekletirilmiş. Tıpkı bir şehrin akşam silüeti gibi sürekli yanıp sönen, değişen bir karaktere sahip oluyor görünüş itibariyle. Bu pencereler, aynı zamanda her odaya doğal ışık alma ve havalanma imkanı sağlıyor. Her bir oda 45 santimlik kalınlığa sahip duvarda 3-4 adet açılabilir pencereye sahip. Kalın duvarlar, kışın oldukça eğik gelen güneş ışığını içeriye alabilmeyi; yazın da daha dik gelen ışık nedeniyle odaların gölge ve serin kalmasını sağlıyor.
Simmons Hall’un cephesine baıldıında farklı renklerde pencere kenarları görüyoruz. Bunun sebebi kalın duvar oluşturma amaçlı, asıl strüktüre bağlı 45 cm’lik beton kaplanmış alüminyum panellerin yapının duvalarına yaptığı baskının gösterilmesi. Kırmızı olan alanlar yüksek direnç kuvvetinin olduğu alanları gösteriyor.
Daha sonra alandaki kuvvete göre git gide turuncuya, sarıya, yeşile ve maviye dönüyor. Kenarları hiç boyanmamış olan açıklıkları da düşük yük karşılayan alanları temsil ediyormuş. Yapıyı kurgulayan stüktür aynı zamanda Simmons Hall’a kendine özgün estetiğini de katıyor.
“Simmons Hall, MIT’deki yeni yurt binası, için Holl, delikli monolitik kutuyu güneş ışığına doğru kıvrılan ve genişleyen boşluklarla kurguluyor.” Holl’un tasarımı, MIT’nin keyiflim mekanlarıyla daha interaktif çevre yaratan ‘şehir’ isteklerini karşılıyor. Yapı hem rasyonel hem de segizel bir karaktere sahip; oldukça kapalı bir strüktür içinde canlı, iyi adınlanmış kentsel bir durum yaratıyor.
NO COMMENT