Thames nehrinin kıyısında altı cepheli dört apartmandan oluşan NEO Bankside projesi, Londra tabanlı kurucuları arasında Richard Rogers’ın da bulunduğu Rogers Stirk Harbour + Partners ekibi tarafından tasarlandı. Yüksekliği 12 ile 24 kat arasında değişen dört yapıda 217 konut ve bir de 6 katlı ofis yapısı barındıran kompleks dünyanın en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olan Tate Modern Müzesi’nin yanında bulunuyor. Proje, 16. ve 17. yüzyıllarda eğlence mekanları için önemli bir merkez olan ve son zamanlarda Tate, Globe Theatre ve Millennium Köprüsü gibi projelerle bir değişim ve yenilenme gören çok eski bir bölgede, Londra kent dokusunu irdeleyen ve iyileştiren bir tasarım olma hedefinde.
Projede temel amaç, canlı karma kullanımlı bir gelişim içerisinde yüksek kaliteli konut elemanları sağlayacak modern bir kent simgesi şeması tasarlamak olmuş. Ayrıca tasarımın, bağlamı ve özellikle de yakın komşuları; Tate Modern ve önerilen uzantı ile olumlu bir ilişki kurmasını gerekli kılmış. Arazi, iyi tanımlanmamış sokak kenarlarına sahip olan tutarsız kentsel doku ile tanımlanmaktaymış. Bu yüzden tasarım, Southwark, Thames Nehri ve Tate Modern arasındaki bağlantıları önemli ölçüde geliştirme fırsatı sunmakta. Tasarımcı ekibin verdiği yanıt, çevredeki binaların çeşitli ölçeklerini birbirine bağlamakta ve arazi ile çevresindeki sokaklar arasını daha iyi tanımlamak için sokak kenarlarını güçlendirirken, kent dokusunu irdelemekte.
Southwark Caddesi’ne bakan NEO Bankside binalarının konfigürasyonu, bölge için yeni bir “işaret” olasılığı yaratıyor ve kentlinin Tate Modern‘e ana yaklaşımı ve arazi üzerinde kuzey/güney geçirgenliği için bir fırsat yaratmış oluyor. Binaların kütlesini Southwark Sokağı’ndan ve aynı zamanda huzurevlerinden uzaklaştırmak, çevresindeki farklılıklar arasında arabuluculuk yapmasına yardımcı oluyor -beş ayrı bina, komşu mülklere uyan bir yüksekliğe çıkmakta. Bu gelişimin dokusu, ticari kullanımların daha da canlandırıyor ve arazi üzerinden geçirgenliği ve kamusal bağlantıyı teşvik ediyor. Ayrıca öneri zemin katlarında Bankside’a yeni alanlar tanımlıyor, eklemeler yapıyor ve aynı zamanda çevresindeki huzurevlerine yumuşak, peyzajlı bir alan sağlıyor.
Tasarım, altı ila yirmi dört kat arasında değişen beş ayrı binada toplam 217 konut birimi sunuyor. Toplam 28.600 metrekarelik konut alanına sahip NEO Bankside, stüdyolardan başlayıp dört yatak odalı konutlara doğru büyüyen konut seçenekleriyle geniş bir spektruma sahip konut birimleriyle kurgulanmış. Çatı katlarda ise, eğimli çatı düzlemi sayesinde iki kat yüksekliğinde yaşam alanlarına sahip, projede bağımsız pavyon strüktürler olarak ifade edilen daha büyük dubleks birimler düşünülmüş.
Projenin ticari birimleri ise toplam 1.044 metrekare alana sahip. Bu ticari birimler, NEO Bankside’ın zemin seviyesinde kurgulanmış. Planın odak noktasında, projenin en yüksek binasında, ise zemin katında tüm bloklar için ortak bir servis hacmi bulunuyor. Aynı zamadan her binanın kuzeyindeki ve güneyindeki kış bahçeleri, binaların Holland ve Sumner Sokakları ile olan ilişkisini pekiştiren bir “gemi burnu” yaratıyor.
NEO Bankside, altıgen plan formu ve ortogonal, çelik strüktürel ızgarayla kurgulanmış. Bu kurgu, iç yerleşimin planlanmasında esneklik sağlıyor. Richard Rogers’ın Rezno Piano ile gerçekleştirdiği ikonik tasarımı Centre Pompidou’yu andıran yaklaşımıyla NEO Bankside, çelik strüktüre ek olarak, dış diagrid kuşaklama kullanıyor. Bu kuşaklama, döşeme plakalarını rijit tutmak ve yanal rüzgar hareketine karşı koymak için kullanılmış. Bu düzenleme, tıpkı Centre Pompidou gibi, iç perde duvarlara ve çekirdeklere olan ihtiyacı ortadan kaldırmış ve bu nedenle iç planlama ve servis hizmetlerinin esnekliğinin artmasını sağlamış.
NEO Banskide, yerel mimari bağlamın eklemlenmesi ve renklendirilmesi için yaratıcı bir çağdaş bir mimari dilin elde edilmesini amaçlamakta. Araziyi çevreleyen alan, bina ölçeğinin ve tarzının çeşitliliği ile karakterize edilmiş. Bu çeşitlilik, Southwark Street ve Tate Modern‘deki viktoryen binaların sıcak tuğla tonlarından, Bankside 123’ün çelik ve camından, NEO Bankside’da kullanılan malzemelere kadar uzanmakta. Bu malzemeler ayrıca bölgenin, ağırlıklı olarak endüstriyel faaliyetlerden kültürel, ofis, konut ve ticari kullanım yönünde değişen tarihi kullanımını yansıtmaktadır.
NEO Bankside, ifadeli ve derinlikli bir cepheye sahip. Dış kuşaklama cephelenin önünde duruyor ve görsel bir derinlik kazandırıyor. Yapının estetik algısı ise cam cephenin içinde ve arkasında bulunan ahşap elemanların kullanılmasıyla yumuşatılmış. Aynı zamanda dairelerin içindeki ve dışındaki manzaraları yönlendiren ve konutlara mahremiyet sağlayan bu ahşap panjurlar daireler için bir çeşit güneş kontrolü ve güneş ısısı kazanımı sağlayan elemanlar. Cephedeki şeffaf panjurlu ve masif panellerin organizasyonu, dairelerin iç organizasyonunu yansıtmakta. Binaların formu ve strüktürü bu kaplama tipleri için kontrol çerçevesini oluşturmuş ve birlikte cepheye güçlü bir görsel kimlik kazandırmışlar.
Rogers Stirk Harbour + Partners ekibinin tasarımı NEO Bankside, oldukça önemli tarihi bir değişim ve yenilenme bölgesinde modern mimarinin Renzo Piano ve Richard Rogers öncerliğinde dünyaya tanıttığı yeni estetiğin izlerini, Londra kent dokusu içinde inceleyen bir tasarım. Modern bir kent simgesi şeması tasarlayan proje kente, tarihine ve bulunduğu bağlama referanslarıyla güçlü bir tasarım ortaya koyuyor.
NO COMMENT