Dünya Ticaret Merkezi Aktarma Noktası diğer adıyla Oculus, New York en önemli yapılarından birinin ulaşım merkezi. Santiago Calatrava tarafından tasarlanan merkez, 2016 yılının Haziran ayında hizmete başlamış. Şehrin içinde dikkat çeken heykeli bir forma ve oldukça etkileyici bir strüktüre sahip tasarım, New York’ta toplu ulaşımın önemli bir parçası.
Cadde seviyesinde kendi ayakları üzerinde duran bu etkileyici strüktür, “Wedge of Light” isimli plazanın güney kısmına konumlandırılmış. Daniel Libeskind tarafından New York’taki alan için tasarlanan masterplanda proje, kuzey, doğu ve batıda Fulton, Greenwich ve Churh Streets ile sınırlandırılmış. Güney de ise Dünya Ticaret Merkezi’nin bir parçası olarak tasarlanan Tower 3 bulunuyor. Yapının bulunduğu nokta, kentsel alanları ve yeşili birleştiren bir karaktere de sahip aynı zamanda.
Kemerli, eliptik strüktür Oculus, yaklaşık 106×35 metrekarelik bir alana oturuyor ve yaklaşık 30 metre yükseliyor. Oculus, kaburga şeklinde çalik kirişlerle kurgulanmış. Bu şekilde yukarı doğru açılan kanatlar şeklinde uzayan bir karaktere sahip olabiliyor. Bu açılan kanatlar aynı zamanda maksimum 51 metreye kadar çıkan iki geniş kanopiyi oluşturmuş. Çelik kaburga, heykeli formunu sağlarken oldukça dikkat çekici bir eser olmasını sağlıyor Dünya Ticaret Merkezi Aktarma Noktası – Oculus’un.
Oculus’un girişi batı ve doğudaki iki girişten sağlanmış. Girişler gelenleri simetrik iki merdiven silindirik cam asansörlerle karşılıyor. Buradan yolcular, MTA 1, R ve E metrolarına, Dünya Ticaret Merkezi’nin 2, 3, 4. kulelerine ve çeşitli dükkanlara ulaşabiliyorlar.
Giriş katı, Üst Terminal (Upper Concourse) olarak adlandırılmış. Oculus’e gelenlerin merdivenler ve asansörlerle indikleri kısım ise Terminal (Concourse) katı. Bu kat, asıl dükkanlara ayrılmış olan kat aynı zamanda Fulton Caddesi Aktarma Merkezi’ne yaya bağlantıları sağlıyor.
Terminal katı, Oculus’un tepe noktasında bulunan 100 metrelik tavan penceresinden tam olarak 48 metre aşağıda. Ziyaretçiler kolonsuz, geniş açıklıktan yukarıya bakma imkanı buluyor. Calatrava, çeşitli geleneklerden gelen bir formdan bahsediyor -Bizans’ın mandorlası (antik Bizans resimlerinde İsa ve Meryem’i saran çerçeve) , antik Mısır eseri Ahit Sandığı’nda kanopik kabı koruyan kanatlar gibi. Santiago Calatrava, bunlardan esinlenerek ortaya çıkan formun, bir çocuğun elinden kurtulan kuş resmini canlandırdığını anlatıyor.
Oculus’un dikkat çekici özelliklerinden biri ulaşılan her türlü metro hattında ve katında doğal ışıktan yaralanabilme. Bunun sebebi yukarıdaki devasa tavan panceresinden gelen ışığın döşemelerdeki koca deliklerle oluşturulmuş atirum alanından en aşağı kadar süzülebiliyor olması.
Işığın tüm mekana süzülmesiyle içindeki ziyaretçiye oldukça etkileyici bir mekan deneyimi de sunmuş oluyor böylece Calatrava. Kaburga çelik strüktür dokusu da her kattan gözlemlenebilir olmuş bu sayede -strüktürü, Oculus’un en önemli parçası.
Projenin heykeli formu, çelik kirşilerin moduler olarak tekrarlanmasıyle elde edilmiş. Böylece ortaya biraz karmaşık fakat yapıya özgünlük ve güzellik katan bir öge oluş strüktürü. Çelik kişirlerin arası da camlarla kaplı -doğal ışık her noktadan yapının içerisine sızabiliyor. Calatrava yapının strüktürel elemanları için: “Işık kolonları ile destekleniyor.” diyor. Gece de Oculus, Dünya Ticaret Merkezi alanında bir çeşit fener oluyor.
Oculus’un camları her 11 Eylül’de Dünya Ticaret Merkezi’nin korkunç faciası adına açılıyor. New York havasını içeri alan hem de Roma’daki Pantheon etkisini yakalayan bu etkinlik yapılan aktarma noktasının içine giren ışığın alan için bir çeşit umut ışığını sembolize etmesi için yapılıyor diyebiliriz. Oldukça büyük bütçelerle yapılan yapı, bu nedenle birçok eleştiriye maruz kalmış olsa da, özgün dili ve mimarisinin dokunduğu noktalarla oldukça etkileyici.
Santiago Calatrava - Santiago Calatrava Eserleri - StructPedia
22 Mayıs
[…] 5- https://www.arkitektuel.com/oculus/ […]