Pathe Vakfı, Renzo Piano Building Workshop tarafından tarihi Paris kentinin ikonik yapıları arasında tasarlanmış bir yapı. Fondation Jérôme Seydoux-Pathé (Jérôme Seydoux-Pathé Vakfı) için yeni bir merkez binası tasarlama amacıyla ortaya çıkan proje, 2014 yılında tamamlanmış.
Renzo Piano ve ekibi tarihi bir kent bloğunun arasına yeni bir yapı yerleştirme sanatının orada açık, fiziksel bir diyaloğun oluşturulması olarak görüp başlamış tasarımına. Yapıyı varolan bir strüktür ile kurgulamak da ekibe bu tarihi yapı bloğunda daha kapsamlı bir iyileştirmeye gidebilme imkanı tanıyor. Bütün bu düşünceler sonucu ortaya, aslında bir bakımdan beklenmedik, yalnızca birkaç destek ile oturduğu avlu üzerinde yüzen, kıvrımlı bir hacim çıkıyor. Zeminde de şehrin taş ve madenden oluşan bağlamına karşı bir söz olarak peyzaj düzenlemesi yapılıyor. Yapı, Paris’in tarihsel dokusuna bir çeşit aykırılık katarken bir yandan şehrin içinde tamamen kayboluyor.
Jerôme Seydoux-Pathé Vakfı, kendini Pathe’nin mirasını korumaya ve sinematografik sanatı geliştirmeye adamış bir vakıf. Renzo Piano’nun tasarımı yeni merkezleri de Paris’te bir yapı bloğunun ortasında bulunuyor.
Alanda şu an sinemaya dönüştürülmüş, tarihi 19. yüzyılın ortalarına dayanan bir tiyatro binası bulunuyor -seçilen alanın vakfa hizmet edecek bir karakteri olduğu kesin. Yeni Pathe Vakfı, Pathé’nin arşivlerini, geçici/kalıcı kalıcı sergiler için galerileri, 70 kişilik bir cep sineması ve ofisleri barındırıyor.
Proje başladığında, alanın kısıtlamalarına daha iyi bir çözüm getirebilmesi açısından seçilen kıvrımlı yapıyı sağlamak için alanda bulunan iki yapının yıkılması istenmiş. (Forma, vakfın istediği fonksiyonlara daha iyi cevap verebileceği ve çevrede yapının kendisini saran binaların kalitesini arttırabileceği sebepleriyle karar veriliyor.) Des Gobelins adlı bulvara bakan cephe ise tarihi ve sanatsal kalitesi sebebiyle korunmuş ve restore edilmiş. Bu cephe, Auguste Rodin imzalı heykeller ile dekore edilmiş, aynı zamanda bulvar için iknoik bir yapı.
Cephenin arkasında ise yeni saydam yapıyı görebiliyoruz: Pathe Vakfı. Bu cephe, vakıf için bir mekanı oluşturuyor. Bir tür sera veya kış bahçesi gibi görülen Pathe Vakfı Yeni Merkez Binası, dışarıdan orta avludaki bahçeye alandaki ikinci binanın saydam ilk katıyla bir bakış sağlıyor. Bahsedilen bu ikinci kütle Pathe Vakfı’nın asıl fonksiyonlarını barındıran kütlesi.
Dediğimiz gibi bu yapının tuhaf tasarımı alanın birtakım sınırlamaları ve gereklilikleriyle şekilleniyor. Bunlardan birtanesi de etraftaki yapılara olan uzaklık. Kütle, çevresindeki yapılara olan mesafelere dikkat ederken komşusundaki yapının doğal ışığa ve havaya erişimini de arttırıyor.
Pathe Vakfı, zeminde çok küçük bir ayak izine sahip. Hem alanın havalanması hem de arkada bir bahçe yaratılmasını bu şekilde sağladığı söylenebilir projenin. Tarihi bloğun orta avlusu da etraftaki yapılara da hizmet eden bir bahçe olmuş oluyor.
Pathe Vakfı’nın hacminin üst kısmı tamamıyla cam olarak düşünülmüş. Böylece içerideki ofislerin de doğal ışıktan yararlanması sağlanmış. Yapının caddeden tek algılanan kısmı da bu restore edilmiş cephenin üstünde bulunan ve saydam camların arkasına denk gelen üst kısmı. Vakıf, gündüz fark edilmeyen bir karakter yaratıp gece de hafifçe parlıyor.
Pathe Vakfı, aslında tarihi doku içerisinde modern bir yapının nasıl tasarlanabileceğine dair güzel bir örnek olarak düşünülebilir. Bir yandan aykırılık yaratıp bir yandan etrafındaki yapılarla diyalog kuran ve alanına bu şekilde uyan bir proje görüyoruz Renzo Piano Building Workshop tarafından.
NO COMMENT