Philharmonie de Paris, Jean Nouvel’in mimarisi, yapım ve açıldıktan sonra geçirdiği süreçlerle dünyada büyük yankı uyandıran tasarımı. 2016’da, planlanan tarihten 2 yıl sonra, tamamlanan filarmoni binası uluslararası bir yarışma sonucu Ateliers Jean Nouvel’in yenilikçi tasarımının birinci olmasıyla ortaya çıkmış. Paris için son yılların en önemli mimari gelişmelerden biri olan Philharmonie de Paris, kentin dışında modern mimarinin önemli eserlerinden biri olan Parc de la Villette’in içerisinde yer alan yapı, organik formuyla parkta bir tepe gibi yükseliyor.
Yapı, Paris için çok eski bir hayali gerçekleştiriyor: Cité de la Musique. Büyük bir oditoryum, amfitiyatro ve çok sayıda müzik odasını içeren bu proje, kentin ihtiyacı olan büyük konser salonu ve diğer müzik hacimlerini kente kazandırma hedefiyle düşünülmüş bir proje. Philharmonie ise yalnızca Paris’in ihtiyacı duyduğu büyük konser salonu olmayı değil; zamanın sorunlarına cevap veren, orkestraların ihtiyacı olan optimal çalışma koşullarını sağlayacak ve müziğin kapılarını herkese açan eğitsel aktivitelerin gerçekleşebileceği birden çok hacim barındıracak bir yapı olmayı hedefliyor. “Filarmonik kelimesiyle kişi kolayca bir uyum sevgisi hayal eder. Ardışık, kentsel armoniler…Paris Filarmoni, Parc de la Villette, La Cité de la Musique ve Paris çevreyolu ile uyumlu bir ilişki sürdüren prestijli bir etkinlik binası.” Ateliers Jean Nouvel.
Ekibin projeyi tasarlarken odak noktası çevrede ve kentte farklı uyumlar oluşturmak. Ateliers Jean Nouvel ekibi bu uyumları farklı kademelerde işliyor:
“Primo: Paris’in ışığıyla ilişki, gri bulutların arasındaki güneş ışığı, yağmur…Alüminyum kaplama yerde Escher benzeri desenler oluşturan ölçülen ve oluşturulmuş yansımalar mimarisi.
Secundo: Parc de la Villette ile uyum, Tschumi temalarının devamı, binanın altındaki yatay korunaklı bir bahçe, delikli kaplamalarla pavyoncuklar (follies*), parlak mimari yüzeylerdeki gölge yansımaları, bir “la Villette tepesi” oluşturulması, Buttes-Chaumont örneğindeki gibi yürünebilir bir mineral kabartması ile kentsel peyzaj üzerinde bir gözlemevi oluşturur.
Tertio: Daha önce oluşturulmuş asfalt çizgilerini izleyen oblik planlar sayesinde Cité de la Musique ile uyum.
Quatro: Dinamik, uzak bir ölçekte bir işaretin yaratılmasıyla çevre yoluna ve banliyölere uyum, kaplamayı delen, konser programını gösteren ışıklı bir görüntü.”
*Follies: Süs olarak yapılmış yapıları verilen isim. Follies, Parc de la Vilette’in yapı katmanını oluşturuyor. Parktaki küçük kırmızı yapıcıklar, ‘follies’ olarak adlandırılıyor. Philharmonie de Paris de ‘folly’ olarak anılan bu küçük yapılardan yaratıyor.
Müziğe hizmet eden bir mimari olarak Philharmonie de Paris, Parc de Vilette bir tepe gibi yükselen kaya benzeri forma sahip bir yapı. Yapının merkezindeki konser salonunu çevreleyen parlak spiral alüminyum formları, çeşitli gri tonlarında kuş benzeri şekillerde mozaikler ile kaplanmış. Bu form, hafif açılı mat yapı kabuğu ile kontrast oluşturuyor. Paris Filarmoni, 37 metre yüksekliğindeki çatısında halkın gezintisine imkan sağlayan bir yapı -bu bakımdan bir nevi parkın devamı gibi davranıyor. Bu bakımdan filarmoni binası, Parc de la Vilette için bir pusula noktası. Alana hakim olmaya çalışmak yerine, yapı, çevredeki diğer mimarilerle farklı bağlantılar kuruyor ve böylece bölgenin kentsel ve mimari bağlamının bir parçası haline geliyor.
Philharmonie de Paris, bünyesinde konser salonları dışında birçok sosyalleşme mekanı da barındıran bir yapı. Yapının iç mekanlarını AJN ekibi şu şekilde işliyor:
“Primo: Salon ve fuayeler dünyevi zevkler sunuyor. Burada kullanıcılar arkadaşlarıyla buluşabilir, butiklerin etrafında dolanarak zaman geçirebilir, bahçe manzaralı bistrolarda yemek yiyip bir şeyler içebilir ve salonlarda kitap okuyabilir.
Secundo: Müzik ve ışığı vurgulayan salon, dinleyicileri olağanüstü rahatlıkta geniş, derin koltuklara sahip uzun balkonlarda ağırlar. Askıya alınmış bu izleyici alanı tasarımı sayesinde salondaki izleyici etrafı müzik ve ışıkla çevrili hisseder. “Hacimsel bir siklorama” olan salonun kabuğu, gerçekleştirilen repertuara göre aydınlatılıyor…
Tetrio: Philharmonie de Paris de ince nüansları ve yapının gri ve gümüş kıvrımlar içinde parıldayan gizemli varlığıyla, güçlü ‘monomateryal’ (tek materyal) estetiğinin yardımıyla; her konserin kendine has eşsiz deneyimini, görsel ve duyusal zevkle harekete geçiren en prestijli filarmoni binaları arasında yer alacak.”
Philharmonie de Paris bu şekilde halkla sanatçıların yollarının keşiseceği, yaşayan bir müzik mekanı olarak hayata geçiriliyor.
Philharmonie de Paris konser salonu için yeni bir oditoryum tipi geliştiriyor. Yapı, şimdiye kadar kullanılmış konser tipolojileri olan ‘shoebox’ ya da ‘vineyard’ (Berlin Filarmonik’teki gibi) yerine; ‘enveloping’ (kaplama) adında bir tipoloji geliştiriyor. Kahle Acoustics tarafından geliştirilen akustik program ile konser salonu, yüksek yankılanma ile birlikte büyük bir ses netliği, seyirciye yanal yansımalar ve yakın, samimi bir hissiyatı amaçlıyor. Bu faktörlerin hepsi salon için mimarlar akustik danışmanlar ve mühendisler; ve tiyatro uzmanlarının ortak çalışmaları sonucu ortaya çıkmış yeni tipoloji içinde elde edilmiş. 2400 kişilik büyük bir salon olmasına rağmen yapıdaki en büyük konser alanında orkestra şefi ve en uzak seyirci arasındaki mesafe 32 metre. Samimiyeti yaratan bu özellikle, izleyiciyi saran yüzen balkonların ve yüksek yankılanmayı üreten dış haznenin birlikte kullanımı sayesinde salonda istenen bütün gereklilikler sağlanmış. Bu yeni model, sıcak bir atmosfer içinde mükemmel seste netlik ve şeffaflık elde etmek için yanal yansımaları, doğrudan sesi ve yankılanmayı birleştiriyor.
Philharmonie de Paris’in özgün yönlerinden bir başkası da çok yönlü salonlar. Buradaki hedef oditoryumu farklı müzik türlerine entegre ederken her zaman en uygun izleme ve dinleme koşullarını sağlamak. Senfonik konfigürasyonda seyirci düzeni orkestrayı çevreler. Sahnenin arkasındaki katmanlar, sunulacak dinleti için bir koroyu barındırır, ancak salon ağırlıkla seyirciler tarafından doldurulur. Ancak konser formatlı operalar veya ‘sinema konserleri’ (canlı müzik ile film gösterimleri) olduğu zaman, bu arka katmanların ortadan kaldırılır ve sahnenin geri taşınmasına izin verilir. Bu şekilde bu düzenlerde ‘parterre’ (gösteri salonlarındaki zemin) arttırılmış olur. Philharmonie de Paris, bütün bu düzenlere uygun esnek sahne ve izleyici kısmı barındırıyor. Bunlar dışında yapı, dans gösterilerine elverişli ‘Stüdyo’ hacmi, geçici sergi mekanı, müziği konu alan eğitim hacimleri, konferans salonu, prova odaları ve çatıda şehir ve Parc de Vilette’e eşsiz manzalar sunan bir seyir terası bulunduruyor.
Yapı magazin anlamında da dünya çapında ünlenmiş bir sürece sahip. Yapının planlanandan 2 yıl sonra 3 katı bütçeyle açılmasının ardından işverenler AJN ekibini dava etmişler ve stüdyoyu iflasa sürükleyecek bir meblağ talep etmişlerdi. Yapım sürecinde de giderleri çok fazla olması nedeniyle Fransız devleti de projeyi de iptal etmek istemiş fakat çok ilerlediği için yapıma devam edilmişti. Yaşanan tatsızlıklar sonucu Jean Nouvel de projeyi sahiplenmemiş, yapım sürecinde yapının “orijinali yansıtmaması” sebebiyle projeyle ilişiğini kesmiş ve tamamlanınca da açılışına dahi gitmemişti. Davalarla ilgili son gelişme de Jean Nouvel’in miktarı “tamamıyla orantısız” ve “mimarlık dünyasında eşi benzeri görülmemiş” olarak değerlendirmesi sebebiyle işverenlere karşı bir dava açması olmuş. Philharmonie de Paris, 14 Ocak’ta kapılarını açıp hizmet vermeye başlamıştı.
NO COMMENT