Kazuyo Sejima ve Ryue Nishizawa’nın 1995 yılında kurduğu Japon mimarlık ekibi SANAA tarafından tasarlanmış yapı, 22 Şubat 2010’da hizmete açılmış. İkili aynı zamanda 2010’da Pritzker ödülüne layık görülmüştür. Lausanne, İsviçre’de açılan merkez, EPFL (Ecole Polytechnique Federole Lausanne) adlı üniversitenin kampüsünde bulunuyor. Rolex Eğitim Merkezi, kampüs öğrencilerine ve aslında tüm halka hitap eden merkez, içinde farklı programları barındırıyor.
Yapı, kaboratuar, büyük bir kütüphane ve EPFL için uluslararası bir kültür merkezi olarak düşünülmüş. 20.000 m2’lik alanda tek akışkan bir kütle ile kütüphaneler, servis alanları, sosyal alanlar, çalışma alanları, bilgi toplama alanları, restaurant/kafe ve dış mekanları kusursuz bir şekilde birbirine bağlayan bir tasarıma sahip.
Mimari dili oldukça yenilikçi bir yaklaşım; hafif eğimli, teraslı, sürekli sistemiyle farklı oranlardaki iç mekanları oluşturuyor. Bunu yaparken taşıyıcı sistemi neredeyse görünmez olarak işlenmiş üstelik. İstenen bu özelliklerin sağlanması için de yepyeni yapım yöntemleri kullanmayı gerektiriyor tasarım.
Dikdörtgen bir plan üzerine oturan Rolex Eğitim Merkezi, oldukça organik bir forma sahip; bu da kıvrımlı olan döşeme ve çatı sistemiyle sağlanmış. Formun bir getirisi olarak yere oldukça hafifçe basıyormuş hissi veriyor merkez, az sayıda görünür taşıyıcı elemanın kullanılması bunu desteklemiş ve ayrıca birçok yerden girişie elverişli bir karakter sağlamış.
Kendi topoğrafyasına sahip olan yapı, akıcı bir tasarımı yakalamış. Dalgalı formuyla içeride vadiler, tepeler ve platolar oluşturuyor tasarım, yapının köşelerini görünmez kılıyor. Merdivenler yerine hafif eğimler ve teraslarla sirkülasyonu sağlanmış olan yapı, içeride kütleleri ayıran bir duvar sistemi kullanmıyor. Bu da yapı içindeki tüm aktiviteleri en nihayetinde birbirne bağlayan bir özellik.
Yükseklik değişimleriyle oditoryum, sosyal alan, çalışma alanları gibi farklı ses karakterine sahip alanları birlikte barındırabiliyor. Fotoğraflarda da gözlemlenebilen cam ”balon”larla da toplantı vb. alanları yaratıyor.
Rolex Eğitim Merkezi iki kabuktan oluşuyor; döşeme ve çatı. Döşemesi beton çatısı ise çelik ve ahşaptan oluşuyor. Bu iki kabuk yapının her yerinden birbirine paralel, aynı kıvrılmaları barındırıyor ve nihayetinde dalgalı formu oluşturuyor. Yapım aşamasında, proje tek bir strüktürden oluştuğu için her bir elemanın esnek olması gerektiği düşünülmüş. Bunun sebebi doğal ve strüktürel herhangi bir gerilmeye, ani değişikliklere adapte olabilecek sistemi oluşturabilmek.
Kendi çeşitliliği ve bunların tek bir kütlede birlikteliğiyle SANAA grubu tarafından da ”samimi bir kamusal alan” olarak tanımlanan proje, EPFL’nin farklı disiplinlerarası sınırları yıkan ve bir araya getirecek çalışma alanları yaratan yapısına da vurgu yapıyor. Proje içindeki farklı karakterde alanlarıyla, yeni teknoloji ve çalışma methodlarıyla oldukça yenilikçi ve esnek bir kullanım geliştirmiş. Bunun yanında sosyallik, birliktelik ve disiplinlerarası birbirine geçmişlik sunuyor. Merkez, yalnızca bu formuyla değil, bu yaklaşımlarla da insanların görmek isteyeceği bir kent simgesi olmayı amaçlamış. Bu da EPFL’nin halka ve hatta tüm düyaya açılan karakterine bir katkı.
Rolex Eğitim Merkezi, aynı zamanda enerjinin tasarruflu kullanımına önem veren bir yapı. Düşük enerji tüketim derecesiyle İsviçre’de kullanılan Coverted Minergie Label sertifikasına hak kazanmış. Doğal ışıktan faydalanmaya önem veren, kontorllü havalandırma sistemlerinden oluşan, çift cam kullanımıyla yalıtıma ve havalandırma sistemlerine katkı sağlayan yapısıyla da sürdürebilir bir yapı.
NO COMMENT