Tarihi müze binasına yapılan bu eklenti, eski ve yeniyi bir araya getirerek olağanın dışına çıkma amacındadır. Cesur ve vurucu mimarisi ile ilgiyi üzerine çekmek isteyen yapı aynı zamanda iç mekan çözümlemeleri ile tarihi müzenin eksikliğini hissettiği mekanları da üreterek fonksiyonel bir görev de üstlenmiştir.
Aynı zamanda, Libeskind bu tasarım ile Royal Ontario Müzesi’nin kimliğini de değiştirmeyi amaçlamıştır. Tarihi ve eski binası ile daha katı ve ciddi bir duruşa sahip olan müzeyi, günümüz şartlarına uydurarak biraz daha interaktif ve dinamik bir hale getirmek amaçlanmıştır.
Müzeye ‘takılan’ bu eklenti sayesinde, hem yeni bir ziyaretçi girişi oluşturulmuş, hem de müzenin içerisindeki sergi alanlarını ve galerileri, cephede transparan yüzeyler kullanarak sokak seviyesine çekmiştir. Aynı zamanda, giriş için tasarlanmış olan büyük avlu, eski müze binasını ve Kristal’I birbirinden ayırarak, restore edilmiş eski yapının cephesini de gözlemleme şansı sunmuştur.
Bu avlu, ikiye bölünerek ziyaretçileri müzenin Doğa ve Kültür temalarının mimari ve mekansal olarak oluşturulduğu alanlara yöneltmektedir.
NO COMMENT