Geçtiğimiz günlerde hizmete açılan, SelgasCano tarafından tasarlanan Second Home Hollywood -diğer ismiyle holLA- bir tür ofis projesi. HolLA, kendilerini dünyanın dört bir yanında ortak çalışma alanları tasarlayarak yaratıcılığa ve girişimciliğe destek verme misyonuna sahip bir sosyal işletme olarak tanımlayan Second Home (İkinci Ev) adlı şirketin Amerika’daki ilk lokasyonu. José Selgas ve Lucía Cano tarafından kurulan ofisin tasarımı ekip için “California Kokteyli’nin çeşitli tarifleri ve malzemelerinden bir araya gelmiş bir çeşit koleksiyon mekan”.
Hollywood’un güneyinde yaklaşık 8.436 metrekarelik alan yayılan proje, arazide varolan ve Los Angeles’ta bilinen en eski Afro-Amerikan mimar Paul Williams tarafından 1964 yılında tasarlanmış iki yapıyı da projede tekrar değerlendiriyor. Yeni Sömürgecilik (Neocolonialism)* akımının örneklerinden biri olan ilk yapı, oldukça geniş olan bu arazinin ana ve giriş binasını oluşturuyor. Second Home Hollywood projesi kapsamında bu mevcut yapının zemin katında 320 gezici yeri (ofis kiralamadan ortak alanlarda serbest çalışan kimseler için); birinci katında ise kafe, bar, restoran, etkinlik ve konferans salonu, dinlenme alanları, açık teraslar ve kendi çalışma alanına sahip 200 ofis bulunuyor.
Alandaki yapılardan bir diğeri ise yıkılmış. Bunun sebebi projenin en dikkat çeken kısmına yer açmak: 60 adet renkli, oval ofis kütlesine. Second Home Hollywood projesinde arazide varolan yeraltı park alanının üstü 60 adet kendine özgü oval şekli olan, tamamı camla kaplı, 700 kişiyi ağırlayabilecek bireysel ofis ve toplantı odalarıyla doldurulmuş. Bütün bu ofislerin ve toplantı alanlarının arası ise bahçe olarak kullanılıyor. Ekip bu ofisleri yaratırken 4 farklı oval form oluşturmuş. Bu farklı formlar, farklı büyüklükteki ofisleri oluşturuyor. Elde edilen ofisler, otoparkın üstünün yaklaşık 1.2 metre kalınlığında toprakla örtülmesinden sonra Second Home Hollywood’un bahçesine dağıtılmış: sarı tavanlarıyla aralarından yeşil fışkıran farklı büyüklükte sarı noktalar.
Dikkat çekici sarı tavanlı, oval bahçe ofis kütleleri ile ilgili Second Home kurucularından Sam Aldenton: “Tasarım, SelgasCano ile paylaştığımız ortak bir fikre dayanıyor: Bizim en iyi ve en yaratıcı işlerimiz doğal ve organik formlardan geliyor; zoraki şekilde elde edilmiş insan geometrisinden değil.”
En büyüğü 25 kişiyi barındırabilen ve şekil ve büyüklük olarak değişen bahçe ofisleri, bahçeye bir masa yüksekliği kadar gömülmüş. Böylece ofislerin bu şekilde yalıtım kalitesi arttırılmış. Toprak seviyesinden itibaren bütün bu ofiler şeffaf akrilik kaplama ile örtülü. Bu şekilde ofislerin içine yeterli miktarda güneş ışığı alınabiliyor ve projede yaratılan bahçe ile kullanıcıda doğanın içinde çalışıyormuş hissi yaratıyor.
Oval ofis podları çapraz lamine ahşap (cross-laminated timber – CLT) ile yapılmış. Bu malzeme, birbirine yapıştırılmış kereste katmanlarından oluşan işlenmiş bir ahşap. Ekibe göre Second Home Hollywood, bu malzemenin Kaliforniya’da onaylı olarak ilk kullanıldığı ilk proje. Ofislerin iç kısımda ise, arazinin sismik kuvvetleri nedeniyle, büyük kesitli çelik kirişlerle strüktür desteklenmiş. Bu çelik kirişler, tavanın ve parlak epoksi yer kaplamasıyla uyum içinde olması nedeniyle sarıya boyanmış. Corian (adını markasından alan bir kaplama türü) kaplı masalar bireysel ofislerin çevresini sararken toplantı hacimlerinde orada büyük bir toplantı masası oluşturuyor. İçeride sandalyeler için kırmızı ve turuncu kumaşlar seçilerek ofislere daha dinamik bir hava katılmış.
Second Home Hollywood projesinde odak, iç mekanlar yerine dış mekanda. Fakat bu ekibin tam da istediği şekilde, Los Angeles’ın dış mekanlarda geçen yaşam tarzına uyan bir tutum. SelgasCano’nun hedefi ”behçeyi ofise getirmek yerine ofisi bahçeye getirmek”. Bu nedenle bu ofisler (projede pots yani saksı olarak anılıyor) 6500 adet bitki saksısı (planter pots) ile sarılmış. Projenin bütün bu ‘saksıları’ yaklaşık 10.000’in üzerinde bitki, ağaç, kelebek, böcek, arı, sincap ve tabiki insan tarafından kullanılıyor. Second Home Hollywood ofisleriyle insanı da içine dahil eden, yepyeni ve kendine ait ekosistemini yaratıyor da denebilir.
Aldenton: “Burada yeni bir doğa yaratma konusuna odaklandık. Biz ekosistemleri ve çevreleri iyileştirme konusunda önemli role sahibiz” diyor ve HolLA için ekliyor “Bunun bir yolu burada yapılan gibi yeni bir sürü bitki çeşidi ekmek olabilir. Burası, Kaliforniya’daki en yoğun yeni ekim alanı.”
Bahçede dolaşım için ise ofis hacimleri ve onu saran geniş doğa arasında ahşap patikalar kurgulanmış. Ara ara bu patika rotasının üstünde de küçük ahşap bahçe avluları düşünülmüş. Second Home’un felsefesine de uygun olarak bu rota, ofisleri kiralayan insanlar ve şirketler arasında etkileşimi teşvik eden bir öge.
SelgasCano Secon Home Hollywood’u aynı zamanda ortalama bir ofis çalışanı için bir deney olduğunu söylüyor: her gün insanlardan başka yaşayan canlılarla beraberce var olma. Ekibin bu yaklaşımı sürdürebilirlik açısından da büyük önem taşıyor. Projede bitkiler sıcaklığı azaltıyor ve bahçede gölgelik alanların oluşmasına olanak sağlıyor. Bunlara ek olarak; tamamı cam kaplı ofisler yapay aydınlatma ihtiyacını azaltıyor ve doğal havalandırmaya olanak sağlıyor, arazideki tüm su 2 sarnıçta toplanıyor ve sulama için kullanılıyor. Sürdürülebilirlik açısından projedeki en önemli noktalardan biri de bu koca sert zemini tekrar doğaya kazandırması. Daha önce park yeri olan alan şimdi bahçe olarak kullanılıyor. Bu bağlamda Second Home Hollywood, doğal çevrenin ayak izinin azaltılıp yapılı çevreye katıldığı bu zamanlarda bunun aksini sağlayan birkaç özel gelişmeden birini ortaya koyuyor.
“Biz 21. yüzyılda yaratıcı girişimciliğin evi olma hedefindeyiz.” diyor Sam Aldenton ve ekliyor “21. yüzyılın evinin neye benzediğini ve nasıl hissettiğini düşünmeye çalışırken, olabildiğince yaratıcı olmaya kendimizi adıyoruz ve buna göre mekanlar yaratmayı amaçlıyoruz.”. Sürdürülebilir bir özgün çalışma alanı kurgusu olarak Second Home Hollywood, SelgasCano’nun renkli ve heyecan verici diğer işleri gibi dikkat çekici bir tasarım ortaya koyuyor.
*Yeni Sömürgecilik: Neocolonial, Georgian Revival veya Neo-Georgian olarak da bilinen mimari akım, ABD ve Kanada’da milliyetçi bir tasarım hareketi olarak ortaya çıkmış. Yeni Sömürgecilik akımı mimari stil, bahçe tasarımı ve Amerikan sömürge mimarisinin (Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden Amerika kıtasına göç edenlerin yerleştikleri yerlere aktardıkları, kendi mimarlık anlayışları) iç tasarım öğelerini yeniden canlandırma hedefinde olan bir mimari akımdır.
NO COMMENT