Sheats-Goldstein Evi veya yalnızca Sheats Evi (Sheats-Goldstein Residence), adı bilinmese de aşina olunan bir yapı. The Big Lebowski-1998 gibi ünlü filmlerin, Charlie’s Angels gibi ünlü dizilerin sahnelerinin çekildiği, birçok fotoğraf, klip çekimlerinin yapıldığı bir nevi ünlü bir konut. Sheats Evi, Beverly Hills’in tepelerinde mimar John Lautner tarafından tasarlanmış. Evi bu kadar ünlü yapan da mimarının yenilikçi tasarımı ve detaycı işçiliği denebilir.
Ev, ilk olarak 1963 yılında Paul ve Helen Sheats ve 5 çocukları için tasarlanmış. Daha sonra evi James F. Goldstein, Sheats ailesinden satın almış ve iyi durumuda olmayan evi yeniden biçimlendirmek ve genişletmek için yapının mimarı John Lautner’i görevlendirmiş. Bunun üzerine Lautner, 1989 yılında tasarımı üzerine tekrar çalışmaya başlamış. Bulunduğu alanda tüm şehri kuşbakışı gözlemleyebilen Sheats Evi, özellikle yapılan birçok değişiklikten sonra, Los Angeles’ta mimari bir simge haline gelmiş.
Sheats Evi, kumtaşı bir kaya parçasının içinde tasarlanmış. Lautner, tasarıma evin zeminden kendisinin oluştuğunu öngören bir konseptle başlıyor. Alanda dökülmüş beton ile dramatik bir şekilde eğimli, üçgensel bir çatı kullanıyor. Tepeden dışarıya açılan bir karaktere sahip olmuş bu şekilde ev. Bu özgün şekli evin diğer noktalarında da görebiliyoruz. Evde Frank Lloyd Wright’tan da birçok iz görmek mümkün -Lautner şaşırtmasıyla. Bunun sebebi John Lautner’in akıl hocalarından birinin Frank Lloyd Wright olması.
Yapı, Lautner’e göre ‘içeriden dışarıya doğru’ tasarlanmış. Sheats Evi, doğayı ve manzarayı kucaklamak üzere açılan bir mağara-ev. Etrafındaki doğal çevrenin bir uzantısı olmayı amaçlayan formu ile bir organik mimari örneği. Tepenin bir parçası haline geliyor ev. İçerisinde de açık bir plan şemasına sahip.
Sheats Evi, bulunduğu alanın zorluklarını çözümlemeyi amaçlayan fikir ve strüktürden doğan bir yaklaşım Lautner’e göre. Mimar, yalnızca evin kendisi değil; iç mekanını, pencerelerini, aydınlatmasını, halılarını, mobilyalarını da evin estetiğini yansıtan çizgisiyle tasarlamış. Bu iki nokta da Lautner’in akıl hocasını hatrılatıyor.
Ev, 5 yatak odası, 4 banyo ve terasa tamamıyla açık bir oturma odası barındırıyor. İç mekan ve teras yalnızca bir hava perdesiyle ayrılmış. Bu şekilde evin sınırları da bulanıklaştırılmış. Oturma odasının kaset döşemeli tavanı Louis Kahn’ın Yale University yapısını hatırlatan bir karaktere sahip. Evin giriş kısmı ise, ortak alanı ve özel odaları ayıran bir nokta olarak tam ortadan. Evin alt katında da Helen Sheats’in stüdyosu bulunuyor. Güney Kaliforniya iklimi sayesinde her cephenin camla kaplanabilmesi, aşağı kattan yukarıdaki odaların da gözlemlenebilmesini sağlamış.
Sheats Evi, yoldan yaklaşırken görünmeyen bir karaktere sahip, doğanın ve tepenin içine gömülü. Kullanıcı evin ilk olarak garajın yanındaki üçgensel beton duvar ile içeriye giden yola yönlendiriliyor. Evin içerisi de kullanıcıyı yönlendirecek şekilde tasarlanmış. Evin giriş holü dahi hiçbir kütlesi kapalı bir hacim gibi hissettirmiyor. Giriş kısmı üstten yalnızca bitkilerle ve bir giriş saçağı ile örtülü. Garaj kısmından gelen kullanıcı açık giriş koridorundan ilerleyerek yapay bir göle ulaşıyor, buradan eve giriyor. Evin yatak odaları, arka tarafta. Ana alandan ve girişten yalnızca yemek odasından üçgen duvarlarla yaratılan farklı perspektiflerle ayrılmış.
Evin ana mekanı olan oturma odası, bulunduğu tepenin en yüksek noktası ve aşağıdaki ana yatak odasına ulaştıran yol arasında bulunuyor. Grişiten bir yapay göl önde de bir havuzla sınırlanmış. Bu odanın etkileyici tavanı, bütün mekanı şehre ve önde bulunan havuza doğru hareketlendirmiş. Geniş oturma odası, önündeki Los Angeles manzarasına doğru uzanıyor.
NO COMMENT