BIG (Bjarke Ingels Group) ekibinin Norveç’teki ilk projesi olan Twist Müzesi, Randselva nehrinin üstünden geçen yaşanabilir bir köprü şeklinde tasarlanmış ve Norveç’in Kistefos Heykel Parkı’nda yer alacak bir sanat eseri olarak düşünülmüş.Uluslararası bir yarışmada seçilen ve ilk olarak 2015 yılında ilan edilen yeni bina, müze ve heykel parkının doğal çevresine cevap niteliğinde. 1.000 m2’lik çağdaş sanat kurumu, Kuzey Avrupa’nın en büyük heykel parkından geçen kültürel rotayı tamamlıyor ve orman kenarındaki iki nehir kıyısını birbirine bağlayacak bir altyapı oluşturuyor. Böylesine karmaşık bir proje büyük bir işbirliğini gerektirmiş ve Element Arkitekter, AKT II, Rambøll, Bladt Industries, Max Fordham ve Davis Langdon Twist’in yapımında BIG’e ortaklık yapmış.
Tarihi bir kağıt fabrikasının yakınında inşa edilmiş olan Twist, heykelsi bir form oluşturmak için ortasından döndürülerek bükülen bir kiriş şeklinde tasarlanmış. Anish Kapoor, Olafur Eliasson, Lynda Benglis Yayoi Kusama, Jeppe Hein ve Fernando Botero gibi uluslararası sanatçıların sahaya özgü çalışmalarını içeren heykel parkını gezen ziyaretçilerin, sanat turunu tamamlamak için The Twist’ten geçmesi planlanmış. Köprü, heykel parkının karmaşık sirkülasyon şemasını düzenleyici bir köprü, bir sanat eseri olma düşüncesiyle tasarlanıyor. İkinci bir köprü ve parka doğal bir eklenti olan müze, Kistefos’un kapalı sergi alanını ikiye katlarken ziyaretçi deneyimine farklı bir yön veriyor. Projelerini, “Twist, birkaç geleneksel kategoriyi kapsayan bir hibrit: bir müze, bir köprü, ayrıca yaşanabilir bir heykel” diye belirtiyor BIG’in kurucusu Bjarke Ingels.
Binanın hacmindeki basit bir bükülme, köprünün güneydeki alçakta kalan ormanlık nehir kıyısından, kuzeydeki yamaç alanına kadar yükselmesini sağlamış. Peyzajda sürekliliği olan binanın her iki tarafı da ana giriş yaratma işlevine sahip. Güney girişinden itibaren ziyaretçiler,kuzey ucunun görünebildiği iki kat yüksekliğindeki alana ulaşmak için 16 m’lik alüminyum panellerle kaplanmış çelik bir köprüyü geçiyor. Müzenin çift kavisli geometrisi, hafif bir fan hareketine benzer şekilde birbiri üzerinden kayan bir kitap yığını gibi düzenlenmek istenmiş. Bu geometri 40 cm genişliğinde düz forma sahip, alüminyum panellerden oluşturulmuş. Geçici yerel ve uluslararası sergiler için zemin, duvar ve tavanı tek parça gibi göstermesi için, 8 cm genişliğinde beyaz, boyalı, köknar latalar iç mekanda kullanılmış. Her iki yönden de ziyaretçiler, bükülmüş galeriyi bir kamera deklanşöründen geçiyormuş gibi deneyimliyor.
Tasarım açısından, BIG, müzenin iç ve dış mekanları arasında görsel bir homojenlik oluşturmayı seçmiş. Binanın kuzey ucunda, yukarı doğru kıvrılarak 25 cm genişliğinde bir ışıklık şeridi oluşturan zeminden tavana uzanan pencereler kullanılmış. Ayrıca bu camdan duvarın kağıt hamuru değirmenine ve nehre panoramik görüntü sunması amaçlanmış.
Cam pencerelerin kavisli formu nedeniyle, müzeye giren gün ışığının çeşitliliği üç farklı galeri yaratmış: kuzey tarafında panoramik manzaralı geniş, doğal aydınlatmalı bir galeri; güney tarafında yapay ışıklandırmalı uzun, koyu bir galeri; ve arasında, bükülmüş bir tavan ışık şeridine sahip heykelimsi bir mekan.
Galeri alanlarının tek bir yapıda bölümlenmesindeki ve birleştirilmesindeki beceri, Kistefos’un küratöryel programlamasına da esneklik sağlamış. Binanın alüminyum alt yüzeyi, bodrum kat ve tuvalet için bir tavana dönüşüyor. Twist’in kuzey nehir setindeki bu alt kata cam bir merdivenle geçiş sağlanmış. Zeminden tavana uzanan başka bir cam duvar, ziyaretçileri aşağıdaki nehre daha da yaklaştırırken, Oslo’nun etkileyici pastoral görüntüler veren ormanlık alanlarında olmanın verdiği eşsiz deneyimini de tekrar gözler önüne seriyor. Temelde iki ögeyi birbirine bağlama düşüncesiyle ortaya çıkan tasarım, Kistefos’ta görülmesi gereken kültürel bir odak yaratıyor.
“Bir köprü olarak The Twist heykel parkını, park içerisindeki yolculuğu sürekli bir döngüye dönüştürerek yeniden yapılandırıyor. Bir müze olarak, iki ayrı mekanı birbirine bağlıyor -içe dönük dikey bir galeri ve nehrin panoramik manzarasına sahip dışa dönük yatay bir galeri. Bükülmeyi oluşturan bu iki galeri arasında üçüncü bir alan yaratıldı. Ortaya çıkan form, parkın heykelleri arasında bir başka heykel haline geliyor. ”Bjarke Ingels.
NO COMMENT