Torres de Satélite

Torres de Satelite / Luis Barragan, Mathias Goeritz

©Flash Card Machine

Mimar: Luis Barragan + Mathias Goeritz
Yer: Ciudad Satélite, Meksika
Yapım yılı: 1957 – 1958

Torres de Satélite (Satélite Towers – Satélite Kuleleri), Mexico City’de ikonik bir proje. Proje, mimar Luis Barragán ve sanatçı Mathias Goeritz arasında ünlü bir işbirliğyle tasarlanmış. Yapı şehir plancısı Mario Pani’nin Ciudad Satélite kentinde modern Meksika’ya ait ikonik bir tasarım istemesiyle ortaya çıkmış.

Torres de Satelite / Luis Barragan, Mathias Goeritz

©Flickr: piccach

1930 ie 1950 yılları arasında Meksika’da kırdan kente yoğun bir nüfus göçü vardı ve bu göç sonrası nüfus üç katına çıkmıştı. Bu hızlı büyüme, sonucunda kapsamlı şehir planlaması gerektiriyordu. Bu noktada Mario Pani (mimar ve kent plancısı, 1911-1993), mimarlığın ve kentin, Latin Amerika’daki ilk çok aileli yapıya sahip modern bir Meksika’ya hayat verme düşüncesiyle şehir planlama çalışmalarına başladı. Planlama gerekliliğinin ana destekçisi olarak Pani, University Şehri (Ciudad Universitaria, 1952) ve Satellite Şehri’ni (Ciudad Satélite) tasarladı. Ciudad Satélite planlamasının gerekliliği üzerine de Luis Barragán ve Mathias Goeritz’den ikonik bir yapı tasarlamalarını istemiş.

Torres de Satelite / Luis Barragan, Mathias Goeritz

©Sean Moro

Farklı disiplinlerden gelen tasarımcılarıyla Torres de Satélite’ın tasarımı, mimarlık ve sanat arasındaki ilişkiden yola çıkıyor. Kentsel bir heykel olan yapı, günümüzde gelişime erişim sağlayan ve ana renklerin hacimlerini içeren, açık alanı kucaklayan, ana cadde ile sınırlandırılmış bir meydanda yaşayan beş üçgen prizmadan oluşuyor. Etraftaki yollar yapı için önemli bir rol oynuyor. Örneğin trafik hızı kulelerin ona göre bir tasarıma sahip olmasını sağlamış: bu nedenle kuleler güneye doğru üçgenler oluşturuyor. Böylece fikir olarak arabadaki gözlemcinin hızla, kısa sürede diğer yola geçtiğinde yapı, kaybolan bir sele dönüşüyor. Torres de Satélite, güneyden kuzeye anıt gibi görünen güzel kotlar, kuzeyden güneye ise bir noktada birleşen bütün bir yapı olarak aldatıcı bir etkiye sahip.

Torres de Satelite / Luis Barragan, Mathias Goeritz

©Flickr: jubilo haku

Farklı yüksekliklere ulaşan beş üçgen prizma, orijinal tasarımda en yükseği 200 metreye ulaşacak yedi kuleden oluşuyordu. Ancak mali problemler nedeniyle beş adet kuleyle inşa edilebilen heykelin şu an en yüksek ve beyaz yapısı 52 metre; en alçak ve sarı olanı ise 30 metre yüksekliğe ulaşıyor.

Her bir kulenin şekli tasarımcıları içlerini boş bırakmaya zorlamış; ancak içerdiği havanın hacmi kentin ortasında kuleleri sağlam, güçlü gösteriyor. Kulelerin kaba dokuları da onlara karakter kazandırır. Kueler her adımda betonarmeye eklenmiş ahşap formlarla inşa edilmişler.

Torres de Satelite / Luis Barragan, Mathias Goeritz

©Domestika

İlk başta Mathias Goeritz kulelerin her birisinin turuncu renginin farklı tonlarına boyanmasını istemiş; fakat yatırımcıların ve inşaatı gerçekleştirenlerin baskısı ile sonradan fikrini değiştirmek zorunda kalmış. En sonunda kulelerin ana renkler olan kırmızı, mavi ve sarıya; ek olarak da beyaza boyanmasına karar verilmiş. Yeni ve modern olması arzulanan Ciudad Satélite bölgesinin simgesi olan Torres de Satélite, Mart 1958’de resmen açıldı. Yapı, Luis Barragán 1948 yılında Meksiko’da inşa ettiği evi ve stüdyosu gibi (Barragan Evi) 2004 yılında UNESCO Dünya Mirasları listesine konulup korunmaya alınmıştır.

Torres de Satelite / Luis Barragan, Mathias Goeritz

©E-Flux

Torres de Satélite, Meksika’nın 20 yıl içinde en hızlı büyüyen ve başarılı şekilde gelişimini kanıtlayan bir yapı olmuştur. Yerel halk, kuleleri kendilerine ait olduğu hissiyle, kuleleri amblemleri ve gururları haline getirmiş. Kentten arabayla geçenler bu kentsel heykeli şehir ölçeğinde bir referans noktası olarak alır. Yapının gerçek ölçeğini algılayan yayalar, yapıya gelen ziyaretçiler iki taraflarında yükselen kulelerin, bina ölçeğini hissederler. İnsanları saran bu kentsel heykel, kent halkı tarafından da kucaklanıyor. Bu, Goeritz’in mimarlık anlayışında sanata ve Barragan’a atıf ettiği duygusunu yapının da ortaya koyduğunu gösteriyor.


RELATED POST