READING

Yıl Biterken: 2018’in En Dikkat Çeken 10 Pav...

Yıl Biterken: 2018’in En Dikkat Çeken 10 Pavyon Tasarımı

Alice Harikalar Diyarı’nda esintisi bir deneyim, minimal bir şapel, floresan renklerle örtülü canlı bir tünel, yıllardır süregelen bir geleneğin 2018 modeli, yenilikçi tekniklerle elde edilen strüktürler ve birbirinden özgün kurgularla 2018 yılına damgasını vurmuş olan pavyonları inceleyebileceğimiz makalemiz, Amerikalı bir muhabir olan Eleanor Gibson tarafından elde edilmiş bir listeden faydanılarak oluşturuldu. Sizler için 2018’de dünya çapında üne ulaşmış 10 özgün pavyon tasarımını inceledik.

Trienniale Bruges Pavilion / SelgasCano

Trienniale Bruges Pavilion / SelgasCano

©Iwan Baan

Kabuksuz bir sümüklü böceği andıran forma sahip pavyon, SelgasCano ekibi tarafından Trienniale Bruges 2018 için Brüj’deki Coupure kanalında tasarlanmış. Canlı pembe renge sahip vinil kaplamayla örtülmüş olan bombeli şekle sahip pavyon, örtü tabakasının tutunduğu çelik bir strüktür ve sarı boyanmış ahşap döşemeden meydana geliyor. Pavyonun önünde devam eden sarı döşeme de, Selgas ve Cano tarafından yüzücülerin güneşlenmek için kullanabilecekleri bir yer olarak tasarlanmış. İnsanları şehrin alışılmadık bir noktasında birleştirme hedefi olan strüktür, iki tarafta 2 adet düzensiz şekilli açıklıkla sonlanan, insanların dolaşabilecekleri bir tünele sahip. Pavyonun kozaları andıran krizalit şekli, ekibin 3 sene önce Serpentine Gallery için tasarladıkları yine canlı renklerde plastik örtüyle kaplanmış pavyonunu hatırlatıyor.

İsviçre Pavyonu ‘Svizzera 240: House Tour’  

Svizzera 240: House Tour

©Christian Buetler

“Pavyonda, her şey size tanıdık geliyor fakat sonra fark ediyorsunuz ki hiç beklediğiniz gibi değil -her şey ya çok büyük ya çok küçük, ya çok perspektifli ya da çok oransız.” Alessandro Bosshard.

Konutların yaygınlaşmış, kimliksiz iç mekan tasarımına dikkat çekmek için tasarlanan İsviçre’nin Venedik Bienali Pavyonu ‘House Tour’ (Ev Turu), kiralık apartman dairelerinde veya yeni yapılmış birçok toplu konut projesinde seçilen, birbirinin aynı armatürleri ve malzemeleri kullanıyor. Mobilyasızlar iç mekanlardan oluşan pavyon, beyaz duvarlardan, plastik doğramalardan ve ahşap kapılardan oluşan tipik dekor anlayışına dikkat çekmeyi ve değişen ölçeğe sahip kısımlarıyla ziyaretçilere Alice Harikalar Diyarında’dan esinlenen bir deneyim sağlamayı hedefliyor.

2018 Serpentine Pavyonu / Frida Escobedo

2018 Serpentine Pavyonu / Frida Escobedo

©Iwan Baan

Canlı bir şekilde etrafını saran Londra’nın ünlü Hyde Park’ının yeşillerini ve mavilerini yansıtan pavyon, Serpentine Gallery için tasarlanan pavyonların 18.si. Escobedo’nun alanda dramatik bir etki yaratan simsiyah pavyonu İngiliz mirasını ve Meksika’nın mimari etkisini harmanlayan bir tasarım. Meksika’da yaygın bir mimari öge olan avluya sahip pavyon, çimento esaslı çatı kiremitlerinin bir araya gelmesiyle oluşturulan duvarla kurgulanmış. Meksika mimarisinin esinti duvarına (celosia) benzer duvarlar, kiremitlerin koyu rengi ve dokulu yüzeyi ile parkı ve Serpentine Gallery’nin kendisini bulanıklaştırıyor. Escabedo ışık, gölge, yansıma yaratacak materyallerl kurguladığı pavyonun, günün geçişini gösteren bir saat olarak düşünüyor.

Şapel / MÁS

Şapel / MÁS

©Gergely Kenez

Macar mimarlar Bálint Gulyás ve Orsolya Mészáros’in Macaristan’ın Csákberény isimli tarım kasabasındaki tasarımı pavyon, ikilinin düğünü için tasarlanan minik bir şapel aslında. Şapel, yarım kubbeli bir kilise apsisine (kilise koridorlarının -nef- sonundaki kutsal kısım) benzer bir şekil yaratan 11 çelik plaktan oluşan bir strüktür. Pavyon, seremoni boyunca ikilinin altında duracağı üstteki yarım daire kısım, ince plakların zemine kadar düz ilerlediği alt kısım ve ikisinin arasında plakları birbirine bağlayan yine ince plaktan oluşan kirişimsi çelik elemandan oluşuyor. Plaklar arasındaki boşluklar sayesinde pavyon, düğünün yapılacağı kırsal bölgenin manzaralarını çerçeveliyor.

Nawa / Oskar Zieta

Nawa / Oskar Zieta

©Dezeen

Polonyalı tasarımcı Oskar Zieta’nın pavyonu Nawa, 35 adet şişirilebilen metal kemerden oluşuyor. Öncelikle içlerine hava doldurulup hacimlendirilen metal elemanlar daha sonra birbirine kaynaklanmış ve böylece dalgalı forma sahip kamusal bir alan yaratan bir heykel yaratılmış. Zieta, strüktürü bu tekniğin kullanımını daha büyük bir ölçeğe taşımak için yapmış. “Bu teknik yenilikçi, kişiselleştirilmiş biyonik şekilleri ve verimli seri üretim teknikleri kullanarak tamamıyla yenilenebilir objeler yaratmamıza izin veriyor.” Oskar Zieta. Parametrik tasarım süreçleriyle elde edilmiş pavyon Polonya,Wrocław için vazgeçilmez bir kamusal mekan olmuş.

Future Space / Peter Pichler

Future Space / Peter Pichler

©Dezeen

2018 Milan tasarım haftası bünyesindeki bir proje olan Future Space pavyonu, birbiri üstüne bindirilmiş 1600 ahşap kirişten oluşan bir piramit. Ahşap kafes stürktürle kurgulanan piramidimsi pavyon, ekibin gelecekte ahşabın mimarlıkta artan rolünü yansıtıyor. Mağara benzeri bir mekan tanımlayan pavyon, Rönesans tarzında bir yapı olan Ca’ Granda kompleksinin avlusunda bulunuyor. Pichler, tarihi bir çevreye uyum sağlayan ahşabın karmaşık detaylara sahip strüktürler yaratabilme gücünü gösteriyor.

Vantablack Pavilion / Asif Khan

Vantablack Pavilion / Asif Khan

©Luke Hayes

“Obje, siz yaklaştıkça değişiyor. Pavyon, uzaktan yalnızca siyahlığın algılandığı bir yüzey, bir delik olarak gözüküyor.” Asif Khan.

Güney Kore’de, 2018 Pyeongchang Kış Olimpiyatları için tasarlanmış olan pavyon İngiliz mimar Asif Khan’ın ‘dünyadaki en siyah bina’ tasarımı. Pavyon, ultra-koyu püskürtme Vantablack pigment kullanılarak yaratılmış. 10 metre yüksekliğideki geçici strüktür yıldız benzeri parlayan küçük ışıklarla donatılmış. İç mekanda, dıştaki simsiyah algıya tamamıyla zıt, beyaz bir mekan yaratılmış. Aynı zamanda içeride kullanılan küçük kanallara sahip beyaz kaplama elemanlarıyla pavyonun merkezindeki havuza yapının her yerinden su akıyor.

Floating Pavilion / Shen Ting Tseng

Floating Pavilion / Shen Ting Tseng

©Dezeen

“Arazinin doğal özelliklerine cevap olarak, ‘yüzen’ konsepti rüzgar ve ışığa dayandırılan ögelerle üsretildi.” diyor proje ekibi pavyon hakkında.

Floating Pavilion (Yüzen Pavyon), 320 adet kuyruksuz uçurtmadan oluşturulmuş beyaz bir kanopi tarafından yerden yükselen hissi yaratılmış kıvrımlı taban ile kurgulanmış. Tayvan’daki Taipei Güzel Sanatlar Müzesi’nin (Tapei Fine Arts Museum) plaza kısmında yer alan pavyon, alanın karakteristik özelliklerine ve hava koşullarına cevap veren bir tasarım. Kanopinin altında tepe benzeri oluşumlar yaratan dalgalı bir döşeme düşünülmüş. Bu döşeme aynı zamanda ziyareçilerin tırmanabileceği pembe bir küresel boşluk barındırıyor.

Micasa Vol C / Studio MK27

Micasa Vol C / Studio MK27

©Fernando Guerra

Polikarbonat paneller ve beyaz levhalardan oluşan pavyon, Brezilyalı ekip Studio MK27 tarafından, hafif ve ruhani bir atmosfere sahip minimalist bir mekan olarak tasarlanmış. Micasa isimli modern mobilya markasının kampüsünde bulunan yapı, kısa ve kalın ahşap elemanlardan oluşan strüktürl taşınıyor. İçeride taşıyıcı, 15×15 metrelik tek bir odadan oluşan mekanı vurgulamak adına tamamen görünür kılınmış. Micasa Vol C, farklı fonksiyonlara hizmet edebilecek tamamen açık, esnek bir mekan olarak üretiliyor. Pavyon, bir dükkan, sergi mekanı, ziyaretçi olarak gelen sanatçılar için konaklama alanı gibi fonksiyonlara hizmet edebiliyor.

Glass Pavilion / OFIS Arhitekti

Glass Pavilion / OFIS Arhitekti

©Gonzalo Botet

Slovenyalı stüdyo OFIS Arhitekti tasarımı Glass Pavilion (Cam Pavyon), ziyaretçilerinin pavyonu kullandıkları tatilleri boyunca yıldızları gözlemleyebilecekleri cam bir kaçış noktası. Granada’nın izole Gorafe çölünde bulunan pavyon, şehirden ve kirden uzak geniş manzaralar sunuyor ziyaretçilerine. Arazi 40 dereceleri bulan sıcaklıklara ve kuvvetli rüzgarlara yatkın olduğundan ekip, yüksek kalite camlar kullanarak pavyonun iç kısmının çok ısınmasını ve güvenli olabilmesini sağlamış. Cam Pavyon’un sarkan döşeme ve çatı kısmı korunaklı bir teras yaratırken pavyonun etrafını saran kayalıklı çevreyi yansıtacak aynalı elemanlarla kaplanmış.


RELATED POST