READING

Yale Üniversitesi Sanat Galerisi (YUAG)

Yale Üniversitesi Sanat Galerisi (YUAG)

Yale Üniversitesi Sanat Galerisi (Yale University Art Gallery)

© Elizabeth Felicella – Yale University Art Gallery

Mimar: Louis Kahn
Yer: New Haven, ABD
Yapım yılı: 1951-1953

Louis Kahn’ın ilk büyük projesi olarak bilinen Yale Üniversitesi Sanat Galerisi (Yale University Art Gallery) 1953 yılında tamamlanmış. Amerika’nın ilk üniversite müzesi olan Yale Üniversitesi Sanat Galerisi’nin (YUAG) ana binası olarak işlev gören yapı kampüsün -ve şehrin- sanat merkezinin göbeğinde yer alıyor. New Haven’ın en işlek ticari caddelerinden Chapel ve York caddesinin kesişiminde bulunan müze yapısı; Paul Rudolph’un tasarladığı mimarlık fakültesi binası Rudolph Hall (ilk açıldığı zamanki adı ile Art and Architecture Building), yine Kahn tarafından 1974 yılında tasarlanan Yale Center of British Art ve Drama okulunun komşusu.

Yale Üniversitesi Sanat Galerisi (Yale University Art Gallery)

© Samuel Ludwig

Yale Üniversitesi Sanat Galerisi, 4 mimar tarafından tasarlanmış üç tarihi öneme sahip binadan oluşan bir kompleks. Sanat ve mimari alanda dünyanın en önde gelen üniversitesi olan Yale Üniversitesi’nin sanat müzesi olan YUAG, 17. yüzyılın ortalarında Amerikalı sanatçı John Trumbull’un eserlerinin büyük bir kısmını üniversiteye bağışlaması sonucunda açılıyor. Müzenin koleksiyonunun zamanla genişlemesiyle birlikte sırasıyla Trumbull, Street ve Swatwourh Hall isimli müze binaları inşa ediliyor. İlk inşa edilen ve günümüze kadar gelemeyen tek bina olan Trumbull Hall, John Trumbull’un kendisi tarafından tasarlanan neoklasik bir yapı.  Chapel Street üzerindeki ilk yapı Peter Bonnet Wright tarafından tasarlanan Street Hall. Üniversitenin karakteristik neo-gotik mimarisine uygun olarak tasarlanan yapıyı inşaatına 1926 yılında başlanan ve Egerton Swartwout’un tasarladığı Swartwout Hall takip ediyor.

Yale Üniversitesi Sanat Galerisi (Yale University Art Gallery)

© Samuel Ludwig

Swartwout Hall’un yanında yer alan Louis Kahn’ın ek yapısı ise yine müzenin genişleme ihtiyacının bir sonucu. Kahn, üniversitenin mimarlık okulunda akademisyrn olarak 1947 yılında göreve başlıyor. Dönemin dekanı George Howe tarafından 1951 yılında görevlendirilen Kahn’ın tasarımı okulun ilkesel duruşunu da simgeleyen bir mimari eser. Özellikle Paul Rudolph, Phillip Johnson, Josef Albers gibi mimarların öncülüğünde modern ve avantgart mimari akımları temsil eden bir okul olan Yale’in yeni sanat, sanat tarihi ve mimarlık departmanlarının bulunacağı bu bina mimarisi ile okulun eğitimsel ve formal olarak tarihselcilikten kopuşunun bir göstergesi.

Yale Üniversitesi Sanat Galerisi (Yale University Art Gallery)

© Samuel Ludwig

Kahn’ın tasarımını özgün kılan en önemli özelliklerden biri yapının farklı cephelerinde takındığı birbirinden tamamen farklı iki tutum. Müzenin ana girişinin bulunduğu ve Kahn’ın eklentisinin eski müze binası Swartwout Hall ile birleştiği güney cephesi tamamen tuğla ile kaplanmış ve cephede hiçbir açıklığa yer verilmemiş. Oldukça sade olan müze girişi bu cephenin yanında adeta kendini saklıyor. Öte yandan, Rudolph Hall’a bakan batı cephesi ise boydan boya cam kaplı cephesi ile öne çıkıyor. Bu cam-cephe karakterinin devam ettiği kuzey cephesi ise heykellerin sergilendiği bir avlu-bahçeye açılıyor.

Kahn’ın ek yapısı günümüzde müzenin lobisini ve koleksiyonun büyük bir kısmını bulunduran ana sergi hacmi görevinde. Ancak yapının fonksiyonu kullanıma açıldığı yıllarda bundan daha farklıymış. Üniversite, yeni sergi ve tasarım merkezi olarak gördüğü müzenin yeni kanadı için sergi alanı ve derslik olarak kullanılabilecek esnek mekanlar istemiş. Müzenin güney cephesine yerleştirilmiş alanlarda mimarlık stüdyoları bulunuyormuş.

Yale Üniversitesi Sanat Galerisi (Yale University Art Gallery)

© Samuel Ludwig

Müzenin tasarımı yapının farklı amaçlar için kullanılabilmesine olanak sağlıyor. Yeni hacmin merkezine yerleştirilmiş merdiven, şaftlar ve tuvaletlerin bulunduğu çekirdek sayesinde binanın iki tarafından kesintisiz ve açık mekanlar oluşturulabilmiş. Bu bağlamda Yale Üniversitesi Sanat Galerisi için Kahn’ın ilerleyen yıllardaki projelerinde görülen servis eden ve servis edilen mekanlar ayrımının temellerinin atıldığı proje denebilir.

Yale Üniversitesi Sanat Galerisi (Yale University Art Gallery)

© Samuel Ludwig

Kuşkusuz Yale Üniversitesi Sanat Galerisi’nin en dikkat çekici unsuru Kahn ve uzun dönemler ofisinde çalıştığı ve birlikte bir çocuğunun da olduğu Anne Tyng tarafından geliştirilmiş uzay kafesi strüktürü. Müzenin iç mekanlarında kolonsuz olarak uzun açıklıkların geçilebilmesi için geliştirilen bu döşeme sistemi müzenin iç mekan karakterini baştan yaratıyor. Dört-yüzlü (tetrahedral) elemanlardan oluşan bir örüntü şeklinde ilerleyen beton döşeme yapının mekanik ihtiyaçlarına da cevap olmuş. Havalandırma ve ısıtma boruları dörtyüzlü yüzey ile düz döşeme plağının arasına yerleştirilmiş. Bu ikonik tavan planında Buckminster Fuller’ın ve Kahn’ın Roma seyahatinin izlerini görmek mümkün.

Yale Üniversitesi Sanat Galerisi (Yale University Art Gallery)

Tavan planı

Yapı elemanlarının hem strüktürel hem de görsel olarak kullanılması üçgen döşeme plağı ile sınırlı kalmamış. Tarım deposu olarak kullanılan bir siloyu andıran silindir şeklindeki beton merdiven kulesi de müzenin içindeki heykelsi bir dokunuş. Silindirin en uç noktasında yer alan üçgen şeklindeki beton ise Aya Sofya’ya referans veren bir sembol. Silindirin içindeki terrazzo kaplı merdivenler ise üçgen şeklinde yukarı çıkıyor ve hem müzenin tavanını hem de bu üçgen formu taklit ediyor. Kahn, müzenin merdivenleri için “insanların merdiveni kullanmak isteyeceği şekilde tasarlandı.” diyor.

Yale Üniversitesi Sanat Galerisi (Yale University Art Gallery)

© Samuel Ludwig

Yale Üniversitesi Sanat Galerisi, 2006 yılında Ennead Architects ve Polshek Partnership tarafından restore edlmiş. Kahn’ın cam cephede kullandığı malzemeler, iklim kontrolünü daha iyi sağlayabilecek modern materyaller ile değiştirilmiş.

 


RELATED POST